düş/erken..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın farkını arayacaksın duygularının..kaç sevda bozumlarında ellerini gömeceksin ki bir tek parmak uçların şahit olacak aramızdaki ateşe/küle dönmeden önce! ve ben ki sevgilim olmayan sevgil; hiç öpmediğin avuç içlerimi saklıyorum harflerinin dolaştığı yere..ellerimi saçlarının kırıklarının içine ..bağışlanamaz bir kimsesizlik bulaşırken düşlerimizden yüreğimize, mevsimler mi değişiyordu yazdan/kışa..yoksa yapraklarını mı döküyordu bütün tersine ağaçlar..öğrenemedim.. için terk ediyordu içimi..gölgen kalıyordu geriye düş/erken..
(…) eksik olan bir şey vardı aramızda… bir düş/bir gölge kaldı boyumdan küçük. bu onun kokusu ve ona ait her şey korkaklık değil… sızarken teninden döşeklere saklandı yastık altlarına gümüş vazolarda… kavga, düşleri çalmaya denk geliyordu o zamanlar. ensesini ısırmak istediğim o sırt. artık taşımayacaktır yükünü. atlas, harflere bulaştı. harfler şiire bilmem farkında mısın? parmak ucu dokunuşlarının bana verdiği yetkiyle özlüyorum yüreğimdeki bitimsiz mevsimi bu yüzden biliyorum terliyorum... yön değiştiriyordu rüzgar bir bilsen… yön değiştirdi lodos. ne sandığın kadar yakınsın denize ne de çok uzak bu bir tesadüf sadece. fırlat taşını seke seke gömülsün sularına… hasretin/hararetin o belirgin safından çıkıp geldi/m onarılmaz bir düşü/şü taşıyarak yüreğimde. söylemiştim değil mi? onaylanamaz olan fark bu. (şşş tamam kanat ama acıtma) ve sıcak nefesimin arkasına saklanıp o düş kırdı. küreğimdeki kemiği. uçarken... bu yüzden bağışlıyorum seni... düş... daha yükseklerden. çok daha... (...) |