Nur Yüzlü İhtiyar
Nice zamandır görmemiştim, böyle nur yüzlü ihtiyarı
Tel tel beyaz sakalları, ne de masum bakışları Nahiv hâli, acziyetinin timsali, elinde asâsı Musa misali Başında sarığı, sırtında cübbesi, dilinde Allah lafza-i celali Bir bebek mıncıklar gibi mıncık mıncık, Mıncıklıyasım geldi, gönlüm bu ihtiyarı derinden sevdi. Nice zamandır çekilmişlerdi, Sokaklarımız ve mahallemizden. Mescitler ve camilerimizden İlk görüşte gönle ateşi düşesi, akla yüceler yücesi Dostu getiresi Eli öpülesi, sözü dinlenesi, öğüt alası, yoluna baş koyası Böyle nur yüzlü nur gülüşlü, nur bakışlı ihtiyarlar... Yavaş yavaş çekilmesi gibi namus, ar ve hayanın Sinelerden, gönüllerden ve çehrelerden İşte öylece çekiliverdiler hanelerden ve meskenlerden İki büklüm ihtiyarı görende; Üzerimize belaların seller olup neden yağmadığını Sofralarımızdan bet ve bereketin neden kalkmadığını Hakka-l yakin anladım. Çünkü onlar aramızda oldukça; Korunmaya muhtaç, masum bebekler, günahsız melekler gibi Aramızda dolaştıkça gök kapıları ardına kadar açık kalacak Rahmet-i İlahi üzerimize sağnak sağnak yağacak Çünkü acz ve zaaf sahibi masum ihtiyar dergahı ilahiyeye el açanda, Cenab-ı Allah onları eli boş çevirmekten haya eder. |