MATEM BÜRÜDÜ ÜSTÜMÜ BAŞIMI...
Ne zaman çoğulu yansıttım ki…
Ne zaman ki sığ bildim gölgeleri Kapandım ve kapadım kapıları içre. Yalıtılmışlığımın telaffuzu olmadı asla Ne tezahürü şu yordanası kimliğimin Ne sıra dışılığı yol bildiğim imgelerin. Kana kana içtim hayatı Damarlarımda akan mürekkebin rengi idi aslolan Yoksa ne bir sıfata denk düştüm Ne bir özne oldum Bağımsızlığında duyguların ve duyumların. Ayracım ya da yandaşım Sözlerim hatta gözyaşlarım Kırılgan bir ruhun perde arkası zaman zaman Ve kimliklerin sırlı yalnızlığı kadar mubahtı oysa İçinde devindiğim devran. Dilimde kalan o kekremsi tat, İç içe geçmiş sayısız hatırat Neye delaletti kim bilir Ya da neyin kefareti idi de ödediğim Bir kez çıkmıştım o isimsiz yola. Sırnaşık bir yalnızlığın O sefil yadsımazlığının göreceli Sıradanlığında Taptığım tek varlık Dünya ile aramdaki tek bağ. Görmezden gelsem de Görünmez olduğum ne çok boyut, İstifli karmaşasında Ölümler adam boyu. Koruk yetiler henüz ermeden hidayete Son bilsem de gelemediğim o izafi nihayete. Kem gözlerin delen bakışları Yığılı onca safsatanın kurgulu yanılgısı. Matem bürüdü üstümü başımı Mabet bildiğim gönlün arka odası. Ne tek tahakküm ne tezahürü varlığımın, Ne de tek bir edim benden arda kalan Hele ki bitmek bilmez suskunluğum Olmasa da dilimde tek bir sitem. Bir yanılgı belki bir yenilgi, Belki de varlık yokluğa zimmetli Söz geçiremediğim kalbin Elde kalan son gücü. Sınırların sınırsız boşluğunda Nöbet tutan imgelerin O yalın tezahürünün yaydığı Ve yalıtıldığı tahakküm yüklü bir yolculuk Bertaraf etmişken kini, öfkeyi. Yalnız kılınmış öbek öbek insan Muzdarip olsa da Tek şikâyet dahi yok dilinde. Aşkın devinimi kadar ikilem yüklü İken insanoğlu ve yaşadığı Soğuk iklimlerin kuytusunda Tanrı bildiği ilahi gücü. Kıble olmalı oysa yönü Elleriyle yoklarken evreni Can bulduğu yeni günün kıyısında Yaşarken ve yaşatırken sevgiyi. Aşkın meylettiği, Sonun hiçlendirildiği Dertlerin bilendiği Duyguların dillendiği Bir ömür olmalı oysa Tüm varsayımların ötesinde. |