Aşık olup bu dünyada gam çeken
Ummana çağlayan sellere benzer
Yarası dışardan bell’olmaz ama
İçerde canevi küllere benzer

Oldum demek ile aşık olunmaz
Bir sırdır ki sevda denen bilinmez
Köşe bucak aramayla bulunmaz
Sır içinde sırlı hallere benzer

Bazen bir kederdir katran karası
Tabipte lokmanda yoktur çaresi
Bazen bir güzeldir canlar paresi
Aşk-ı sevda diyen dillere benzer

Bazen havalanır engine konar
Bazen pervanedir tutuşup döner
Bazen Mecnun olup Leyla’ya yanar
Divaneler yurdu çöllere benzer

İlm-i Süleyman’dır her can bilemez
Ham ervahlar bu deryadan alamaz
Ölen hayvan olur aşık ölemez
Ahire uzanan yollara benzer

Cahillerin yeli gülü kurutur
Aşığın nefesi dağı eritir
Emrah bu dünyadan gönül arıtır
Mızraba vurulmuş tellere benzer

29 Aralık 2014 Pazartesi