HANGİ SUYUN KENARINDAT/aşınmış toprağında otları kuruyan bu avluda geçen sene canlı olan ceviz ağacının kuru bedenine dokunup bu yıl daha parlak gördüğüm dut ağacı- nın yapraklarından b/akarak ’’mevlana’’ cinsi adı verilen üzüm yüklü asmaya maşallah çekip düşünceli,oturup yazmaktayım Gökyüzü buralarda da aynı gök yüzüne yıldızlar serpiştirilmiş tüylerim diken diken edecek kadar da serin,bir yaz gecesi Nereye dönüp b/aksam bu avluda bize göre zamansız yaradana göre zamanlı önden gidenlerin hatıraları Dokunsam mavi sandalyelere dökülecek sesleri belkide gittikleri yerin rahatlığından tebessüm edecekler dünya gözüyle dünya yüzüyle sırası gelenin değil vakti dolanın gittiği bu koca hân’a Bizde geleceğiz elbet hangi suyun kenarında başbaşa kalacağız önden gidenler! lâ lâ lâ |