YARINA KOŞU
YARINA KOŞU, Ülkemizde çocuklarınızı girdiği Sınav Maratonunda yazılan şiir
Saat 9:45 Şimdi şu anda Kendi geleceklerine İlk adımı atıyor çocuklarımız Düzenin engelli barikatları Aşılması zor dikenli teller Kimileri aşacak engelleri Kimi düşecek daha ilk adımda Kara duvarların Aydınlık yüzleri düşerken Kiminin gözlerine Kimisi elleri kolları bağlı Nişangahında düzenin Vurulup düşecekler Karanlığın ortasına Şimdi şu anda Kahrolsun şuan yok Yarının basamaklarına Tırmanıyor çocuklarımız Ellerinde bir kalem bir kağıt Tutunacak bir dal aramakta geleceğe Beklemekteyim Tellere takılan kızımın Barikatları aşmasını Ağır hantal bedenim Kollarımı uzatamayacak kadar yorgun Ve ellerim ihanet içinde Kaşımıyor kendi yarasını Saat 10:30 Göğüs kafesime sığmayan Bir yürek depişmekte Sol tarafımda Çıldırdı Zamanın gerisinde gitmenin Utancıyla Başımda haziran güneşi Dumanı titriyor Dudaklarımda ıslanan sigaramın Sam yeli vurmuş yanağıma Gözlerim güneş yanığı Çerçevesine tutunmuş bakışlar Camlarına asılı kaldı okulun Yelkovan on birin üstüne düşmek üzere Yüreğimde ağrısı bekleyişin Çocuklar hala ter dökmekte Gelecek için Şimdi şuanda Neresinde acaba kızım Aşılması zor barikatın Yüzünü yitirmiş Sorular kuşatmış zamanı Soğuk terler içinde Çelişkilerle savaşmakta bakışlar Her yanlış adım Tabanlara,da patlayan Serseri bir mayın gibi Zaman Dibi delik bir kovada Suyun kendi kendini Tüketişi misali akıp gidiyor Saat 11:52 Çocuklarımız Suyu tutabildiler mi avuçlarında Yada Kaç damlasını yudumladılar umudun Islandı mı dudaklar gelecek adına Tırnaklarım dişlerimle oynaşıyor Dişlerim dudaklarımı yontmakta Saniyeler yelkovanı kovaladıkça Akrep, ağır hantal adımlarla Devam ediyor yoluna Ağırlaştıkça dizlerim Yavaşça sırtımı verdim toprağa Güneşi emzirmekteyim gözlerime Birazcık gökyüzü Birazcık mavi Ufkumda kül rengi bulutlar Nasılda aranırmış yaz yağmuru Gölgesine sığınacak dal olmayınca Üç saatlik maraton bitmek üzere Kaçıncı saati koşuldu yolun Kaçıncı dakikada düşenler oldu Kopanlar yarıştan Sıkışıp kaldı gözlerim Okulun kapılarına Acı duymuyorum ama Güneşin sarı sıcağı Yanaklarımda alevlenen Esen yelden duyuyorum O türküyü hala Ruhi Su söylüyor Vatanı olmayanların Dizelerdeki yurtsuz sürgünlüğü Dudaklarıma asılı kalan Saat 12:35 Aralandı kapılar Gözüktü Yarına koşmaktan yorgun Deniz gözlüm Kamaşan gözlerini yumrukluyor Dizlerinde yurtsuzluk ağrıları Önce uzak dağların Havasını çekti içine Sonra Koşarak geldi yanıma Sarıldım Yüreğimdeki nehirlerin ıssızlığına Alnındaki kader çizgilerini Bastım göksüm,ün üstüne Bütün özlemlerin sarhoşluğuyla Başladık yürümeye Halkımızın ortak türküsünü Paylaşarak...... Söz ibrahim karaca.müzik Grup yorum Bu kente ayrılık düştüğü zaman Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz Alıp,ta başını gitmek istersin Karanlık sokaklar kör sağır dilsiz Kızımı üniversite Sınavında beklerken yazdığım şiir 16 Haziran Abdullah Oral |