Karanlık odalarda beyaz bir umuttur şimdi yüzün.
Sonra..
tüm çiçeklerin sustuğu gün tam bir kabusa dönüşüyor her şey önce güneş küsüyor ardından rüzgar ne bir umut kalıyor geriye ne de mutluluk. Karanlık odalarda beyaz bir umuttur şimdi yüzün öyle kederli öyle kederliyim ki süresiz bir hüzün var önümde vadesiz, ağır ve karanlık. Güneş yüzünü dönmüş, küsmüş öyle bir özlem ki şimdi bu ellerim kelepçeli yüreğim derin acılarda vakit ayrılıkmış meğer uzuyor mesafeler ve derinden çok derinden susmak gerek. Ellerime sığamayacak kadar yük var üzerimde ve kelebekler bir bir ölüyor öylesine dualar ediyorum ki ama nafile yorgunluğum geçtiğin bütün sokaklarda bıraktığın ayak izlerinden çok. Ağlamıyorum ama içimde fırtınalı bir deniz var aşk olsun papatyalara hiç sevmediler beni sen varken yalnızların alkışladığı kimsesizlik var içimde ve sen gidiyorsun yine de en ufak bir taviz veremiyorsun gururundan. Kaderin en kuytu yerindesin şimdi en güzel şekilde ölmenin vaktidir kimse görmeden sessizce göz yumulur her şekilde biliyorsun B/aşk’a ölmenin tam zamanıdır. Çok özleyenler için panzehir bulunur mu her ayrılık ardında bir acı bırakır gözlerden bir damla gözyaşı akar gurur ve inat siler götürür kimse görmez. Karanlık odalarda beyaz bir umuttur şimdi yüzün.. Bulanık havalarda en aydınlık şeydir gözlerin. Gözlerinden damlayan her gözyaşına yazmış olduğum bütün kelimelere aşk olsun. Sercan Ateş 07.07.2014 |