Nesir Aşıkların Celladıdır şiir DururkenŞiirin hikayesini görmek için tıklayın hatırlamadım ama bir yıl önce senle gönül sohbetinde yazılmış iki dörtlük... notlarım arasında duruyordu. Sadece şiirlerle de olsa aşkını çekinmeden itiraf eden İnciyi sevmiştin... hikayenin asıl bölümleri silindi, onları yeniden yazabilirim ama o bölümlerin ardınca yazılan şiirleri aynı ahenge getiremem. o şiirleri bir daha dile getiremeyeceğim sanırım,üzgünüm. başı artık olmayan bir hikayeden küçük bir bölüm ve umarım İnciyi hatırlatmış olur bu kısacık bölüm... Gül’e Sevgilerle, ’’hatırlarsın o zamanlar sadece şiir vardı aramızda, ne desem... aşıktım sana, şiir en güzel yoldu sana içimi dökmenin... üstelik sende şiirlere cevap veriyordun hem cevap veriyordun hem sonradan sadece şiir diyordun, aslı olmayan şeyler bunlar... hayal işte... hatırlıyor musun ne zaman böyle desen ben hemen ardından ’’düz cümlelerle’’ yaydan çıkmış ok gibi vururdum seni; beni vurur gibi hatta daha çok vururdum seni... düz cümleler kursak kızardık birbirimize şiirlerin dışında düz cümleler bizim celladımızdı sanki, vur kır parçala misali dağılıyorduk yerimizde... o zamanlar nasıl da çekingendi aşkın hiç duyamayacağımı sandığım bir şeyi (şiirin dışında hem de) ortalık tufan öncesi sessizken ’’ben sana aşığım’’ diyen ilk kavgasız gürültüsüz düz cümlenle haykırmıştın... ’’ Sen İnci ben Dilşad : Eski bir hatıra- ilk itiraf fuzuliM Dün Aşkın kırgınlığı vardı üstümde Dünya bana dardı, Sevgili hep düşman. Ben sevgine sığındım dedikçe O bu sevdadan vazgeç, geç benden diyordu. Aşıkların yüzünde keder vardır; neden mi? Gül yüzlerine bakıp güler; alaydan mı sevdadan mı? Bu muamma bir sır gibi yazılmış Sevdaya Çözen yine aşık da ; maşuk hep kayıp bu sevdada; neden mi? Gül’maşuk |
Bir sığınak,
Korunmak istediğin ,
Sen yaklaştıkça,
O,nun uzaklaştığını hissettiğin,
Yada öyle görünen,
Etrafını ördüğün ,
Sımsıkı sarıldığın ,
Gizemli sevda,
Vaz geçemediğin,
Kırılasıca sevda...
Yüreğinize sağlık , kutlarım...