Sonsuzluk ve Sen
Tik,tak,tik,tak
Vakit gelmiş. Anlattı büyük saat* sana gerçeği -- Başlangıç sonun bir parçası -- dedi. Ruhumu bırakırsam sonsuzluğa ne kalır ki? Aç gözlü ve bir o kadar da güçlüdür Yalnız bırakmayacakmış beni almış,dostlarımı ve hatta seni bile almış --senden bahsetti aksi halde inanmazdım-- Koskoca bir arazinin ortasında direnen bir çiçek gibi umut dolu --sonsuzluğa karşı-- veya belki de yılların pasifize ettiği --kimliğinden bile sıkılmış-- bir çocuk gibi bırakmışsın kendinini sonsuzluğa Bir korktuğunu bir de korkağını alır çünkü sevda Sıra dağlar kadar uzanan ve her soluğumda ciğerlerimi dağlayan yıllar boyu taşınan pişmanlıklar birer birer sana çıktılar Dinledim, anlatıyordu nefesin sanki bir şeyler korktum --hayır senden değil , gerçekten -- belki de , bundandır buldu beni sonsuzluk Yükseklere çıkamaz dedik göklere tırmandık heyhat yerin altına kaçtık Ve koymadık mı o boşluğa aşkı savaşı ? Kimileri çıkıp Mistitizm kimileri inanç dedi Biliyorum güldün gölgelerin ardından biliyorum , geceleri bekleyen en derin korkularda veya gözleyen kapılar ardından sensin... Sarmışsın her yanımızı gizeminle Topladık , çarptık bilim anlatamadı sayfalarca yazdık sanatımız yetmedi çünkü aç gözlüydün sen Turgut’u , Edip’i köşebaşında bekleyen adamı , annesini arayan çocuğu Aşkı ve direnişi hepsinin yuttun |
Alkışlıyorum kalemi
Yüreğine sağlık
_____________________________________Selamlar