DÖKENE KADARYaş elli, hastalar kervanındayım. Dayan sıcak suya yakana kadar. Hayatın en son yol ayrımındayım. Dayan suya derdi dökene kadar. Girdik çıktık suya, yattık çamura. Çürük vücut, döndü sulu hamura. Soğuğu görünce vardı kömüre. Dayan suya dertler akana kadar. Kalçalardan indi baldır, bacağa. Hastalıklar incir dikti ocağa. Beden muhtaç oldu gerçek sıcağa. Dayan suya, kuyruk dikene kadar. Allah’ın lütfünü Sandıklı bulmuş. Görevli personel ne güzel kulmuş. Emekli, göbekli bir çok kul dolmuş. Dayan suya baş dik bakana kadar. Evleri ısıtmış yerden çıkan su. Dertlere devadır deri yakan su. Hak dilerse ocak yıkıp söken su! Dayan suya düze çıkana kadar. Oteli, hamamı gönül ferahı, Dursunî’den attı zehir, cerrahı. Burada geçen an buldu her ahı, Dayan engelleri yıkana kadar. Dursun Yeşil –2008 |