acıcıl bir anıdan geldim
dilim dimağım kurumuş öylece
susamış sözcüklerden tut
uçuklamış birkaç hevesin tatsızlığı
dahası bu keskin yorgunluğum
ve hiç konuşası yok
anlatmaya aşkı mecali dilimin
.
.
.
ne kadar ölücül oluyorsunuz
yutkundum ayrılık ve sonrasını
öylece çok ağlamışlığım var benim
içten içe yüreğimden firak
tüm ünlemler
bir anlamsızlık var tüm soru işaretlerinin yüzünde
.
.
.
yorma
gözlerinle hayatımı sevdiğim
ve sorma bu kötücül sözcükler kimden
dağınık bir anlamdan çıkalı
henüz çok olmadı
ve dalga-köpüklü bir acıyla yıprandım
ve aşk bitkin bir gece gibi koyu kadrandı sensizliğin zaman zarfında


renksiz
kokusuz
tatsız
anlamsız


birtakım düşlere hapsettim kendimi
içinde rutubetten başka hiç
ama hiç kimsesi bulunmayan
aşkın habersiz olduğu s’ağır duvarların içinde
bu koyu sensizliğim
bu koyu sensizliği yudumlayıp içiyorum











.
.
.
Fatih Aydemir
22.06.2015