HANGİ YÜZLE GELEYİM KARŞINAŞimdi ıssız yerlerde seni arıyorum En tenhalığımda yine sen varsın Beni en iyi yine sen anlarsın Sana döndüm, bütün kapanan kapılardan Meğer, çaresizliğime hep senmişsin derman Unuttuğumda sen unutmadın beni Gündüzleri tereddütsüz açtın güneşi Bir an bile çıkmamalıydın yüreğimden Çünkü her nefesimde ismin çıkar içimden Ben sana bir damla gözyaşımı çok gördüm Oysa sen bana okyanusları verdin Her zorlukta sana isyan ettim Mutluluğumda seni unuttum Neyin var, diye sorma bana Ellerim bomboş geldim sana Nerden bileyim, hiçbir şey benim değilmiş Olsaydı terk etmezdi sevdiklerim Her şey döner aslına Ben ki bu kadar suçla, bu kadar ihanetle Nasıl döneyim sana Bütün suçlarımı gece gibi örttün Yok olurdum, olmasaydı merhametin Gündüz dirilttin, gece öldürdün Sırlarım bir bana, bir de sana aşikâr Gönül terazisinde ağır gelmeliydi sevdan Yok olmalıydı içimdeki beşeri sevdalar Gözlerimi al, Sana ağlamayacaklarsa, Dilim, ismini söylemeyecekse Kopaydı kökünden , kalaydım lâl Ben, şimdi nasıl döneyim sana Sen ev sahibi, ben misafir Bağından yedim, Suyundan içtim Sürekli kırdım, sürekli döktüm Dönüp bir teşekkürü bile sana çok gördüm Günahlara belenmişim, her yanım pas, kir Affeyle Ya Rabbi, affet ki temizlensin bu fakir Köpek, ölen sahibinin başını bekler Soylu at, düşen sürücüsüne geri döner Hayvan bile bu kadar sadakat eder Yeterince sadakat gösteremedim sana Durumum, hayvandan da beter İçimi kaplar dağ gibi bir keder Şimdi hangi yüzle geleyim karşına Sana doğru, hep bir adım atmamı bekledin Sen, bir gel kulum; ben, bin geleyim dedin Senin ihtiyacın yokmuş bana Meğer benim ihtiyacım çokmuş sana Ya Rabbi! Şimdi hangi yüzle çıkayım İzzet-i dergâhına ERGÜN FADILOĞLU |