Sekiz Köşeli Duvar
Elbet tazeydi acın ve tezdi canın
Tırmanırken vücuduna minicik bir adam Kocaman olacaktı elbet gözlerin Sen davet etmedin mi onu? Sevişmek için sekiz köşeli duvar arasında Ve yarısında gecenin sümüklü mendiline boşalacağını bile bile, Sekiz para için sekiz takla atmadın mı, sekiz yalan atmadın mı tüm sek/si/iz/liğinle? Zehirlemek istedin kendini akrep gibi Zehirlemedin Oysa seksin yüz numarasını bilirdin sen Ve yüznumaraya işerken o, tüm dişiliğinle rujunu sürerdin çifte kavrulmuş tenine Notaları gecenin öyle tizdi ki Gıkın çıksa, mezarlıktaki tüm ölüler duyacaktı se(si)ni Öyle derinlere saklamıştın ki hayallerini Arkeologlar, jeologlar hatta jigololar dahi bulamazdı artık izlerini Ne çabuk çürüttün dişlerini ve düşlerini yasak elma yerken Oysa öyle öğretmediler sana dişlere iyi gelirdi elma, güçlendirirdi Sol anahtarını kaybettiğinden beri yüreğinin Kimseleri sokmadın Ve sokmadın zehrinle kimseleri Bal gibi dillerin vardı oysa senin Bal gibi se(si)n Şimdi si/si kayıp bir melodi geziyor kentte Ve sen yağmurdan bile inceydin ama duymadın Seni duymayanlar gibi, iyi ki duymadın Sol yanının acısı tazeydi elbet Elbet yağmur dinerdi ve sekiz elma düşerdi maviden Tezdi canın ve kaçtın si/ye Oysa sol yanının acısı tazeydi Ve ben sana gecenin bu vakti sol anahtarı getirdim Peki, sen gözlerine, üzerinden /geçen/ kaç adamı kilitledin? 22.10.2007 D.Nazlıhan Ergin |
Bana diyecek bir söz kalmamış.
Ben izninizle şiirnizi bir kaç kez daha okuyayım da keyfini süreyim...
Teşekkürler hem de çok...