kara yazgıma
saadetim hicranla gönlümde soldu
sukut acıyla derunuma doldu bu hale intibak canı yaktıkça sazım sözüm hasret ırgatı oldu yokluk manası sol yanıma kondu gözyaşlarım avuçlarımda dondu her gün doğumu acıyı ısıttı makbere girmek kederime sondu denesem de ahali yola durdu sonra efrat dualar okuturdu lakin ne öldüm nede şifalandım bu halin akıbeti hep dert vurdu sabrı öğrenip durdum satırlara mektuplar yazıp koydum katırlara gelmese de hiç bir zaman cevabı dönüp onu yazardım satırlara bir hal çare divane kalan gönlüm evvelcedir satırda bülbüllüğüm yar yokluğu ile geçse de ömür kalmamıştır yarime küskünlüğüm |