Eskiden fazla mutlu olmak üzerdi beni
Her şey insanlar için; eğrisiyle, doğrusuyla, üzüntüsüyle, neşesiyle...Her şey ama her şey...Bu yüzden pişman olmamak lazım hiçbir şeyden yinede, Ara sıra çok fazla yaşanmışlığı olmayan, üzülmemin gereksiz olduğu durumlarda bile, kendi içimde bazı koşulları büyüttüğümü biliyorum, Hissedebiliyormuşum demek ki diyorum. Halbuki geçen şu zaman diliminde ne kadar çok oturdum bilgisayarın başına yazabilmek için. İçimdeki coşkuyu, sevinci, hüznü, huysuzluğu anlatabilmek için; ama olmadı başaramadım. Korktum yazmaktan. Kendimden korktum, Oysa ne güzeldi yazmak, yazmakla uğraşmak, yazdıklarıma ağlamak, gülmek,Kendime yaşamayı öğrettim bu zaman diliminde. Güzel yaşamayı, tatsızlıktan mutlu olmayı. Mutlulukla daha da fazla mutlu olmayı.Eskiden fazla mutlu olmak üzerdi beni, korkardım mutluluktan; elimden kaçıp gidecek sanırdım.
Artık korkmuyorum, getirin bütün mutluluklarınızı bende mutlu olayım sizle beraber.Ne kaldı ki bu dünyada, acı paylaştıkta alim mi olduk sanki, nerde o acılar şimdi?Unutulup gitmemek için mutlu günü paylaşmak lazım; çünkü insanlar hep mutlu günlerini hatırlıyorlar. Kimse sıkıntılı anına geri dönmeye, o gününden ders çıkartmaya çalışmazken ben sadece o günlerde anı olarak kalınca, o günlerle birlikte yok olup gidiyorum. Sessizce bitiyorum. Ölüm gibi, ayrılık gibi.Hayatta bununla paralel gidiyor, yazılarımda olduğu gibi sonradan farkettiğinizde eksikleri yerine koyamıyorşum; o anlar çoktan yaşanmış, bitmiştir.Eski yazılarımı okuduğumda, yeni yazılarımdan birinin içindekine benzer bir cümle bulunca; yaşanılan durum farklı olmasına rağmen, aynı cümleyi kurmuş olduğumla yüzleşiyorum. Yaşadığım her şey farklı ama, demek ki ben kafamda yaşamak istediğimle yaşatıyorum kendimi. Çirkin Postacı YakupHan Ulu. |