Mûnakelimesi silinmiş meşkin bahçesi çiçeğine açılmış tuzaklar adımı yeniden sezebilir sus geldiğimi duymasın dedi deva bana şarkı kır bilmez saçlarıma asarken her hecesi hayrattan salınan alnıma her teli çaput istemez ateş yuvası çökmüş mabedine dilimin geli elimi tutmak için nergiz su dedi sevgilim rüyam beyazını gördü ay şemsiyle buluştu mahcup bir eda adını göstermedi sus sus geldiğini duymasın tuzaklar zarfın ucu kıvrıktı sus sus sus kıpırdasam şimşek üstüne şimşek boynumun prangası buluttu ey dizimi dizine çağıran bağrına yelsiz girilemeyen iklimlerim yitip gitti şimdi nasıl bir kışa tutuldum hangi bahar beni kandırdı diyebilirim ah mûnam sevgili firketem santurun deryasına yakarışı bu sezdirme ezgimdir sonsuzdan aşk aşk aşk kesilince tufan hadi mûnam kopacak birazdan gün tanını çaldı kurbağalı dere de sustu sonsuza sonsuza hadi kaçalım dedi .. .. |