DESTAN
Her şey mükemmel bir portfolyo içindi.
Ne kadar farkında da olsak istiyorduk bunu. İmaj takıntıları eşliğinde tepki veriyordu vücudumuz. Detaylar,ilgi alanlarımıza göre çoğalıyor Suskunluklar büyüyordu gitgide. Sabiha Ablanın makarnaları gibi; Günler hep aynı hep lezzetliydi yine de. Geçip giden her günün, Güzel dakikaları kalmaz mıydı geriye? Hain eski sevgiliyi unutmanın gururu, Fırlatıp atmanın zevkini diğerini Harmanlıyorduk dik durabilmekle. Çapkınlığımızı kabullenip rahatlamıştık sonunda. Bu da bir devrimdi. Hedefleri yıktıkça yenilerini dayıyorduk uzağımıza. Hep yürümek lazımdı. Bir yerde durmak bize göre değildi. Okuduğu tek kitap Kuran iken, Kitaplara boğulan Meryem’in sızısı, Okumamışlığının acısı, Gizli bahçelere açılışının gururuyla savaşıyordu her gece. İtaat bize göre değildi. Hiç bir çılgın bize zincir vurabilecek de değildi. Hükümsüzdük kaybolmuş kimlikler gibi. Bir sonbahar günü yırtabildiğimiz fotoğraflar kadar önemini yitirmişti dünlerimiz. Bir çırpıda yakıp atabilmek her şeyi; Bu hiç de kolay bir şey değildi. Sadece bizim için kutsaldı. Eski sevgililerinin izlerini takip eden yaralılardan değildik hiç. Bilinmese bile; Kuyruğu dik tutmayı severdik. Nedense her sınav, Sepetinde çalkalamayı severdi bizi. Birisinden de yağ gibi kaymadık. Aralarda öpüşür, Benzin doldururduk yüreğimize. Aşktan vazgeçmek olur mu? Allı-ballı kelebekleri severdik. Mutlaka bir portfolyo lazımdı bize. Renklerimizi ille de bir yerde sergilemek lazım ya. Sonra her konuda iddialaşmamak lazımdı. Öyle bildiğimiz her kelime TDK’da tanımlı değildi. O yüzden bilgiçlik yaparken kırk kez düşünmek gerekliydi. Biz, çok ben diyenlerden kaçıyorduk. Bir de içi boş başaklardan. Onlar çok öterlerdi zurnalar gibi. Bir adi peşrev olamadıklarından bi haber yaşarlardı. Farkındalık sihirli bir çizgiyken zordu ona takılmamak. Hey gidi kutlu Hecate; Sen ki sadece üç tane yüze sahipken kötü olduğunu iddia ettiler. Bu bin bir yüzlü alçakların gururu ne böyle? Her şeyin hızla sona çekildiği bir bitişin çocuklarıyız biz. Ve seni mi kötülüyor bunlar Hecate? Yıkmak lazım bunların hepsini Ayın tek bir zehirli bir gülümsemesiyle hem de. Bak yine sabah olmuş. Yine açıklanmamış sınavlarımız. Hep son anı yaşamanın laneti belki de. Hera’nın güzelliğinden çok konuşulan zekası gibi, Hazinemiz bizi de mutlu eder. Bu ne işe yarar bilinmez. Bir yerlerde biz yaşadık. Bunu da birileri bilecek diye, Hiç de gururlu değiliz. |