Kara Elmas Kara ÖlümŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Somada şehit verdğimiz Üç yüz bir Soma şehitimize....
Ekmek davasıdır bu, bitmeyen yaşam umudu Alın teri kadar ak ekmeği Kazanmak kara elleriyle… Her sabah içinde geri dönme umudu. Bir lokma ekmeği helalinden hak etmek Ölüme korkusuzca, gözü kapalı gitmek… Bu sabah daha bir sıkı sardı Kucakladı; karısını, çocuğunu Ya yeniden doğmazsa güneş, karanlık dünyasına Kara gözleri doldu, ağlamaklı Boğazında bir hıçkırık Alır mı yine bu akşam, minik yavrusunu Acaba kucağına… Bu birisinin değil, hepsinin hikâyesi Evine geri dönmeyen, Üç yüz bir Soma madencisi. Hey gidi Soma! Yaşam odası, yanık ünitesi olmayan Hatıramda saklı hala, Yürekleri kanatan acıların Yetim kalan evlatların, gözü yaşlı bacıların Girişi olup da, çıkışı olmayan tüneller Bir köşeye savrulmuş, kömür karası baretler. Söyleyemez, Arz edemezdi halini Kızar bağırırdı Dayı başı Dayak, hakaret ve… İçine akıtılan gözyaşı Hasta, yorgun demeden takıp dişine canını Eve ekmek götürmekti bütün uğraşı. Ateşi hala yanmakta, yüreğimde Soma’nın Silinme izi hayalden, yırtık kara çorabın Tarihte kara sayfa, İki bin on dört Mayıs’ı Taş bassam da bağrıma, sonu yok ıstırabın. Sedyeniz kirlenmesin, çizmemi çıkarayım Taze gelini, körpe yavrumu öksüz mü bırakayım? Küçücük dünyasında avutmaz oyuncaklar Baba diye feryatta öksüz, yetim çocuklar. |
Kalanlarına da sabırlar versin dilerim.
Denetim elemanlarının ihmallerine tüm Türkiye şahit oldu maalesef.
Tebriklerimle...