BİR DELİNİN DESTANI
Bir delinin destanı---
En zayıf yanımın , en kuvvetli sancısı Çöktükçe üstüme tuz basarcasına yaralarıma Canım acıyor ah etmiyorum Sinemde harladıgım ne kadar yangın varsa Bugün üstüne su serpmiyorum Dahada yanmalı bagrım en insafsız haliyle Düşmanına vurur gibi vurmalı bugün içimde büyüttüklerim Sırtımda kaç hançer yarası varsa o kadar olmalı dost dediğim mezarlar Gönlüm hangi limanın el sallayanıdır , hangi gidenin agıt yakanı Ve hangi yitip gidenin silüeti kalmalı gözlerimde Bilmediğim şehirlerin bildiğim insanlarla doldugu Bildiklerimin artık bilmediklerim oldugu Her eyvallah çekenin vicdanına sordugu o yerdeyim ben şimdi Gönlüne küsmüş çocuk gibi çekilmişim kabıma Ses etmiyorum , meyil vermiyorum, duyun demiyorum Başını topraktan çıkarmaya çekinen bir tohum gibi Sakin ama tedirgin ilerliyorum Usanmak fiilini iliklerime kadar hissederken bu zaman Dirhem dirhem azalıyorum İlmek ilmek çözülüyorum En saglam halkasından kopuyor umudumun zinciri Sıkı sıkı bagladıgım dostluklarımı bir bir çözüyorum Ben bugün içimi ısıtamıyor Güneşe meydan okuyorum Üşüyen ellerimi soguk muhabbetlerle perçinliyorum En anlamsız kelimeleri bugün baştacı ediyorum... Kaliteli saatine bakarak kalitesiz zamanlar geçirenlere inat Eti kemik geçen saatimle, dünyaya sıgmaz anılar yaşıyorum Annem bugün dogmamış çocuklar kadar gencim Ve hiç ölmemiş cesetler kadar yaşlanıyorum.. Dirhem dirhem azalıyorum İlmek ilmek çözülüyorum Bitesi olmayan kaygılarıma agız dolusu küfürler ediyorum... Zengin bir zübbe edasıyla sahte nasılsınlar çarpıyor suratıma iyiyim diyorum İyi olamıyorum Elimi sürüp kokladıgım feslegenler kalıyor aklımda Öylesine kokusu keskin bir hissim olsun istiyorum Saksımın en soluk çiçegini gökyüzüne armagan ediyorum Yeşermeyen tüm umutlarım hatrına yeşersin istiyorum... Bugün ölmek evet tamda bugün Ne kadarda sıradan geliyor, ekmek almak su içmek kadar Bugün ölmemeli diyorum Çünkü merasim yapar gibi söyleyeceklerim var Sanki bütün uhtelerimi son nefesime saklamışım Gider ayak dert dökmeye meyleder gibi Biriktirdiğim ne varsa kabirime yük gibi Sanki o kefen bana birazcık büyük gibi Sıgsın istiyorum, dünyada çok görülen ne varsa Bugün kefenime sıgmalı Mezar taşım yıldızlardan olmalı Şehrin en manzaralı en fiyakalı mezarı bana ayrılmalı Yaşarken yaşanmayan her ne kalmışsa Orada birazcık hakkım olmalı Evvel zaman masallar gibi mutlu sona zorlanmamalı hayallerim Ben sonu hüsranla biten anılara müptelayım Sımsıkı tutun beni artık Bir akıllı edasıyla deliliğime gem vurmaktayım ehhh gitmek vakti diyorum, el sallayan olmasın Mademki gidiyoruz kimsenin ruhu duymasın.... İbrahim buğra uyanık |