ihtiyarın köstekli saatinden
köstekli saatinde önce vakte baktı
sonra saatin kapısını aralayıp resme daldı gözleri tam doldu ağlayacak iken derin bir nefes alıp bu badireyi atlattı usulca sokulup sordum ne olduğunu bakışlarından hemencecik belli oldu yaranın mazisi uzundu ve anlatması zordu lakın merak olunca ısrarla beraber pes etti çıkarıp cebinden köstekli saati bu benim hayat ayracım oğul dedi tekrar araladı ve anlatmaya başladı ne çileli olmuştu onu kendime yar edişim anası ilk başta kabullenememişti beni babası ise bu maaşla ev mi geçinir demişti onları ikna etmem iki senemi yemişti o dakika derin bir nefes yine gözyaşını zapdetti nikahımız oğul mahallenin ortasında oldu bende ana baba olmayınca gücüm buna yetti ama almıştım ya onu mutluluğu paha biçilmez derme çatma o ev saraydı artık bana nikahtan altı ay sonra hamile kaldı oğul ondan sonrası bir telaş ki sorma gitsin sabah dokuz akşam beş memuriyetime birde gece mesaisi ekledim garsonum diye aile reisi olmak kolay iş olur mu o dokuz ay kaçta yattım kaçta kalktım bilmem ama her dakikasında ayrı mutluydum kollarımda kadını ve beklediğimiz çocuğumuz o sıra bir tebessüm ihtiyarı alıkoydu hüzünden ve bir cümle sıkıştırdı tebessümden sonraya ’’aşk’’ dedi varlığını hediye edip can bulmaktır... arayı uzatmadan döndü hikayeye doğum gece vakti olmuştu oğul ben gece mesaisinde çocuğumuzun patik parası peşindeydim saat ya birdi ya iki dükkana bir telefon geldi sonra kendimi hastanede hatırlıyorum doğumhane kapısına vardığımda annesi oradaydı yüzünde bir telaş bir sıkıntı, anlamıştım da doğum telaşından sormayı unuttum nede olsa baba olacaktım tek sorduğum ne kadar oldu içeri gireli idi saatine baktı ve üç saat oldu dedi bekleyiş ilerledikçe bendeki heyecanda sıkıntıya döndü sabaha karşı hemşire kucağında kız çocuğuyla suratındaki acı bakışla bir kızınız oldu dedi her şey buraya kadar masal gibiydi eşimi sorduğumda cevap için doktoru bekledik doktor doğumun zor geçtiğini söyleyince karardı benim gözlerim birden bire doğum umulduğu gibi gitmeyince bir anda seçim yapmak gerekmiş kim yaşasın diye benim hanımda cesur mu cesur kimseye sormayın çocuğum yaşasın deyip mevzuyu kapatmış bana sorsalar ne derdim bilmem oğul hanım benden cesur ki direk yapmış seçimi ve gözlerinden yaş dökülür oldu ihtiyarın bu sefer zapt edecek bir şey yok derken bir kız sesi dede diye gelir oldu yanımıza ihtiyar saati cebine atıp torunum diye kucakladı tıpkı ana annesi gibi deyip öptü yanağından bana müsaade oğul dedi nasılsa hikaye bitti tam torununu kucağına alıp kalkarken kızıda geldi uzaktan bakınca herşey güzeldi hele mevzuyu bilince acıda olsa tat buluyordu elbette değişiyordu her şey, mutluluk vardı ama bir eksik o ihtiyarla hiç denk gelmedik sonrasında ama giderken söylediği söz hala aklımda aşk oğul, hayallerin kadar uzun mutluluğu olmasa da o mutlulukla geçecek koca bir ömür bırakır sana |