BUGÜN
Çıktım sevdamın yolculuğuna
Yalnızlıklar şehrinin dar sokaklarında Yürüdükçe sessizce gecenin ayazında Ayaklarımın taşlarla buluşmasıydı Gecenin zifiri karanlığında Beni takip eden sadece ayak seslerimdi Taşlarla buluşan en güzel sesler O sesler beni sana getiriyordu derinden Yürüdüğüm sokağın evlerinin penceresinden Cılız ışıklar süzülüyordu gözlerime Sensizliğin hüznünden Bu hüzün sana yolculuğumda can yoldaşım Sabah olmadan güneş doğmadan kavuşmalıyım Güneşin ışıklarıyla birlikte gözlerinin ışığıyla Kalbinin en taze sıcaklığıyla buluşmalıyım Çeşmi bülbülden dinledim hüzünlü aşk nağmeleri Sönmedi ki bir nebze olsun çeşmi bülbülün hayalleri Kavuşmaktır yollar uzun olsa da sana bu garibin halleri Ey canım yoldaşım rehberim Muhterem Nebi Çocukken arkadaşlarımla çelik çomak oynadım Bir ömür boyu yürüdüm ben bu yolları sensiz Toprak yolların toprağında tozunda izini aradım Ve bildim ki bir gün yollar kavuşmakla biter bir gün Yürüdüm hızlı adımlarla yürüdüm taş kaldırımlardan Yol arkadaşım yolun sonunda onlarda ayrılır benden Takip ettim ayrılmadım yolculuğumda taş kaldırımlardan Kavuşturacak ya beni sevdamın son durağına ve toprağına Hani ayrılmanın karşılığıydı buluşmak bir gün Geldim işte kapına sabah olmadan geldim bu gün Kapına kabul et yürüdüğüm yollar bana hep hüzün Bir ömür hüznü yaşadım hep sevdana kavuşmak için bu gün İzin ver bu aşkı garibe Ravza’nın gölgesinde Misafir kalayım bu gün Ve bitsin bir ömür yaşadığım hüzün Kapına kavuştum ya bu gün Ömrümün en bahtiyar günü bu gün Artık ruhumu teslim etsem de rabbime Gam yemem çünkü bitti gönlümde hüzün Osman Dindar İstanbul 02/11/2010 |