-Kime ne kustu ki deccal…ben nasıl üzgün olmam ki bu gayya da çırpınıp dururlarken gözlerimin önündekiler el kol gönül sıkıştırılmış çıkarcının kör çarkına tıpkı bir çuval gibi savrulurken çocuklar zılgıtları geliyor anaların derinlerden son kalan umutları da bir çırpıda yontarken şehitler inler mezarın da yazık olsunlar la utanıp sıkılmadan da vatan millet nutku atarlar hayâsız ve arsızcasına otlanır terimiz de gözleri parlar hazır lokma olmuş bedenlerimizde işte yine o ses ve yine o aynı dönme ve illa ki hep aynı cüretsizce cümleler dilinde ihtişamı gösterip de kuyumuzu kazıyor içindeki yüzyıllık kinle ve yüzünde ki o sahte ve sinsi tebessümüyle bıkkınlıklarımıza bile aldırmıyorlar atıp tutarken it ölüsü karıştırırlar insan leşlerine öylece kala kalırım bu bilmeceye veya kulaklarımız tıkanır asimile edilirken beyinler hükme esir kalır yürekler dillerinden bal akıtarak yenilgilere çıkış yolları tıkalı gideriz umutların çöküşüne ne zaman söner ki bu cehennem her yan ateş her yandan yağıp durur hile ve desise odun yerine kendilerini taşırlar bilmeden yanar insanlar isyan et ne duruyorsun der vicdanım ama o da ne tümden dudaklar bile kilit altında dillerimiz dönmez ki içinde peki biz kime nereye baş vuralım sahibimiz kim desek de altta-üste yanlarda ileri-geride de hep onlar ters geri tornistan ediliriz bir iki tılsımlı sözler düşer nasibimize yüreklerinde geçmişin hainliklerinin acıları kin üstüne kin yığıyor çocuklarımız bile acıyıp durur bu zavallı halimize utanmasalar onlar bile tükürecekler yüzümüze utançla kaçarım özden hatırlamamak için geçmişin acizliğini zaten o gün bu gün yüzler bir daha asla hiç gülmedi ki gelemez ki bir daha bu aleme o inançta bir “ak tolgalı” haykıramaz ki tüm haşmetiyle durma sakın hadi “ilerle” tek o gündü sadece bin atlıyla çocuklar gibi şen oluş hayrola nedir sizde ki bu şaşkınlık bunca telaş hangi evde bir can bıraktınız ki sinmemiş ölümüne size karşı durabilecek kim kaldı ki mazlum ve garibanlar mangası etmediniz mi bizleri hiç kalmadı ki bizde o mecal nasıl kalkışta küffara kim karşı duracak ki kime ne kustu ki deccal ne oldu şimdi nedir bu kaçış nedir bunca saygı devler de şimdiden başlamış ne hikmetse bir kaygı ki ne kaygı… (05.05.15) AZAP… |