O ' NU HATIRLAO ’NU HATIRLA Uzun yolda yol alırken Issız çölde su ararken Karanlıkta ürperirken O ’ nu hatırla Gurbetin derdi binince Sıla gözünde tütünce Dalga olunca gönlünde O ’ nu hatırla Uykuya dalmadan önce Düş kurarken askerlere Ölüm aklına gelince O ’ nu hatırla Sabah şafak söktüğünde Uzun selviler dibinde Karlı dağlar eteğinde O ’ nu hatırla Uçaktan yere bakarken Sandalla yola çıkarken Uçurumlar tırmanırken O ’ nu hatırla Renkli kuşu seyrederken Körpe yavruyu beslerken Kainatı incelerken O ’ nu hatırla Sevenleri gördüğünde Derin içten sohbetlerde Ağlayıp yaş dökerken de O ’ nu hatırla İnançsızla karşılaşsan Günahkarla selamlaşsan Muhalifle yakınlaşsan O ’ nu hatırla Despotlara tavır korken Maddi kayıba uğrarken Azarlanıp kovulurken O ’ nu hatırla Yoksula yardım ederken Dürüste kanat gererken Haksızları yargılarken O ’ nu hatırla Osman KILIÇKIRAN O’NU HATIRLA"’NIN YORUMU osmankilickiran 30 Mayıs 2018, 12:08 Hayat boyunca bilerek ya da bilmeyerek bazı şeyleri tercih eder, bazı şeyleri reddederiz. Bazı davranışları sever, bazılarından nefret ederiz. Bunlarda algılarımız ve duygularımız rol oynar. Duygularımız ve algılarımızın kaynağında bilgilerimiz ve düşüncelerimiz vardır. Peki bunları nereden temin ederiz. Fiziki ve metafizik( fizik ötesi) bilgi kaynaklarından. Bu kaynaklar nelerdir? İlkini; fizik, kimya, biyoloji ,tıp, mühendislikler, idari ilimler, hukuk, astronomi vs gibi bilim dallarından, ikincisini de din, felsefe, ahlak gibi ruhla duyguyla düşünceyle ilgili disiplinlerden öğreniyoruz. İnsanlar değişik iklim şartları altında, değişik kıtalarda yaşamaktadırlar. İnsaların beslenme, giyinme, korunma, eğlenme ihtiyaçları ve bunların giderilmeleri değişebilmektedir. Farklılıklar yerel kültürlerin doğmasına yol açmaktadır. Allah, Hz. Ademi yarattığından beri insanlara doğru ile yanlışların neler olduğunu öğretmiştir. Bu ilgi. zaman ve şartlara göre değişse de, devam etmiştir. Allah dört adet kutsal kitap göndermiştir. Kitapları anlayamazlar diye onların uygulayıcıları olarak peygamberler göndermiştir. Kitap sayısı az olsa da insanları yeryüzünde çaresiz bırakmamak için ayrıca 124 bin peygamber görevlendirilmiştir. Bu peygamberlerin çoğunun belki parmaklarımız kadar bile inananları olmamıştır. İnsanlar akıl gibi bir nimete sahip olduklarından, kimi Allah’tan gelen mesajlara inanmış , kimi inanmamış, kimileri de ilgisiz kalmışlardır. Bugün dünyada ilköğretim ortaöğretimin olmadığı şehir belki yoktur. Ama bu şehirlerde inanç sistemlerini araştıran fazla insan yoktur Bu nedenle bir milyarın üstünde din tanımaz/ din karşıtı insan vardır. Bir milyar civarında budizme ve benzerlerine inanan insan vardır. Eğitimin çok yüksek oranlarda olduğu Avrupa’ da inançsız insan sayısı bir hayli fazladır. Ben ‘ O’ ifadesiyle; Kur’ an-ı Kerim’ in tanımladığı Allah’ ı kastediyorum. Ama yaratıcıya inanan milyarlarca insan mevcuttur. Yani bir hıristiyan ‘O’ yani yaratıcı deyince kafasındaki tanrıyı ya da Hz. İsa’yı düşünebilir. Aynı şekilde bir budistin aklına buda heykeli gelebilir. Bir mason evrenin ulu mimarı dediği şeyi; bir japon doğan çoğalan hastalanan kıskanan ağlayan kadın tanrı izanami’yi yahutta erkek tanrı izanagi’yi hatırlayabilir. Bir Yahudinin aklına Hz. Yakup ile güreşen, üstüne üstlük yenilen seçilmiş millet İsrailoğullarının kin güden tanrısı Yahova (Yahve) gelebilir. Bir meteryalistin aklına kosmos-tabiat- madde gelebilir. Yalancı, sahtekar, zalim( adaletsiz), depot, günahkar insarlarla karşılaşınca, onların eylemlerine muhatap olunca ne yapmalıyız? O an aklımıza geldiği gibi mi davranmalıyız, yoksa kişiliğimizi yoğuran şekillendiren öğretilere göre mi davranmalıyız. Mesela uçurumun kenarında düşmemek için bir ağaca tutunmuş yardım bekleyen birine koşup kurtarmaya mı çalıymalıyız, yahut ‘yaşasın kötülük’ deyip düş geberde aklın başına gelsin ne arıyorsun orada mı demeliyiz, yahutta görmezden gelip yolumuza devam mı etmeliyiz? Müslüman düşmekte olan kişinin inancına bakmadan yardım etmek durumundadır. Kötülüğün medeniyetin gelişmesine katkı sağlayacağına , dünyanın zayıf insanlara ihtiyacı olmadığına inanan biri yürüyüp gidebilir . Yolun ortasında büyük çivilerle dolu bir tahta parçasını müslüman alıp zararsız bir yere atmak durumundadır, ama başka biri ilgisiz kalmayı tercih edebilir. Biz şiirde O’ nu Hatırla derken, bu tür olumsuzluklarla karşılaşınca, rastgele davranma, yaratıcının mesajlarını düşün, ona göre tavır belirle demek istiyoruz. Hangi inanç ve ahlak sistemine göre davranacağımız kişinin kendine kalıyor. Bu hususta kendi tercihlerimse diğer şiirlere serpiştirilmiş durumda. Yalnız burada yazılmamış bir öz- denetim de var. Yukarıda sıraladığımız olay ve kişiliklerle karşılaştığımızda nasıl davranmalıyız, sizin şahsi önerileriniz |