Ankara
Canımı alıpta Ankara’ya koymuşlar.
Bir sabah sisi var , beni uyandırmışlar. Gözlerim boğulmuş , bakamaz dört bir yana. Bakmasam da farketmez gerçi , tanır beni Ankara. Bir Allah dedim mi yeter sabaha . Kalkıp yürürsün anlamlı yolculuğa. Gitmek istediğin çok yer var, Sen düşünme hiç yoluna sokar seni Ankara. Hüzünlenirsin Kocatepe’ye bastırır ayağını. Gülersin , güllerin diyarında buluşturur seni. Ölüm dersin hiç dinlemez. Karşıyaka daha ilk bakışta anlar seni. Çok ileri varmadan yaşanmaz Ankara. Hele Yeni doğana geldin mi uçarsın birden. Kalp krizi ne mümkün, Seni kalpsiz yaşatır Ankara. Çok sözün olmaz yaşama dair , Ayazı anlatır seni sana. Üşümek ne mümkün, Hayallerde Ağustos’tur Ankara. Gel çıkalım şöyle seyredelim. Kale’den, Burası geçilemedi ezelden. Bir gel bir gör, Aldın mı tadını , gidemezsin bu şehirden. Çankaya derler adı lüks mekan, Çayyolu zaten özel insan durağı. Eğer buralıysa biri , Ya yoksuldur yada selası çoktan okunmuştur. Kızılay adı bağış mesleği, Lakin hiç görülmedi gidipte kan vereni. Çocukça hayallere sokar Güven park seni , Aldanma güvenli değildir Ankara’nın kimsesizleri. Bekledikce büyütür seni zaman. Ölüm yok gibi herkeste başka bir efkar. Kaçak göçek yaşıyorsun işte. Ankara denilen bu ıssız köşkte. Yunus Aslan |