===ZENGİNİN VASİYETİ===Zengin bir işadamımız, Ölüm döşeğindeyken çağırır oğlunu, Mahsun bir şekilde bükerek boynunu: _Evladım artık ben ölüyorum; Son durağa geldim, toprağı görüyorum.... _Aman babacığım ALLAH korusun. _Sözümü kesme bitirmeden; Bunca zaman yaşadım fazladan; Bir vasiyetim var sana, Yerine getireceğine söz ver bana. _Emrin olur; buyur babacığım. _Söz mü? _Söz... _Sana, üzeri yazılı iki zarf vereceğim; Birincisni ölünce hemen açacaksın. İkincisini toprağa verip, eve geldikten sonra açacaksın. Sıraları kesinlikle karıştırmayacaksın. Ben ölmeden zarfları açmayacaksın. _Emrin olur babacığım. _Ağlama evladım, her canlı ölümü tadacak; Vakti gelen bu dünyadan gidecek.... Adam ölür... Arkasından gözyaşları sel olur; Evinden alınıp, camii morguna götürülür. Oğulu birinci zarfı açar, Şaşırarak içindeki yazıya bakar! [Beni çoraplarımla gömün..] Babanın vasiyeti emirdir; Oğulu yerine getirmelidir. Mefta yıkanır; Oğulu, çorapları babasına giydirir; Hoca şaşırarak sorar: _Ne yapıyorsun? _Babamın vasiyetini yerine getiriyorum. _Hemen çıkart çorapları! _Doğru konuş, benim kim olduğumu biliyor musun? _Hiç farketmez, dinimizce herkes birdir, Mezarda insanlar sadece kefenlidir. Bu vasiyet dinimizce geçersizdir.... _Ben yinede çorapları giydirmek istiyorum! _Ben de sana bu iş olmaz diyorum! _Ama neden? _ALLAH’ın emride ondan. Oğulu ne yaptıysa giydiremedi çorapları, Bir kat daha arttı acıları, Çok zor oldu, sonsuz ayrılıkları.... Defin edip babasını, geldi evine, Hemen açtı ikinci zarfıda, Yine şaşırdı; içinden çıkan yazıya! (Gördün ya götüremedim bir çift çorabı, Kendine çekidüzen ver, unutma bu hayatı! ÖLÜM VAR ÖLÜM... Akıllı ol.... Zenginlik döndermesin başını.... Faniye satma bakiyi....) Oğlu uzun süre ağladı; Babasının son vasiyetini sakladı. Yılmaz Çelik |