Oda
öyle bir yerdeyim ki şimdi;
saat gece yarısı 2:00, bilemedin 1:50 odanın tavanından sarkıyor tozlu hüzünlerim sol köşede duran, ortasından çatlamış bir ayna ve tam karşısında bedenim.. perdeler güneşle savaşta ay ışığı kadar bir loşlukta oda ayak altındaysa hayallerim.. boyumu aşan bir dolap, içi taşacak kadar karışık şimdilerde boşluğu var rüzgar sesinin şarkılar hep aynı notada. yan yatıyor çiçeği çoktan terk etmiş rengi, denizlere özenmiş vazo. karalanmış yapraklarda dizelerim, kitaplarım arasında ya da orda burda yalnız bilmeni isterim, odanın tam sağında kolları ahşap bir koltuk rengi donuk kırmızı üzeride kitaplarım.. sonra bir ses çalıyor kulağıma ’’şimdi yağmur yağacak hızlanalım’’.. |