ŞİRÂZEKoyu derin bir mavinin sahiline yığılmış Ahşap bir bank yalnızlığı aydınlatır Deniz fenerini Ağların Boş kalmış yan yatmışlığına takılıp kalacak Balıkçının hâyâlleri Her şafak söktüğünde Yeleleri ıslak Asık suratlı Bir rûzgârla göz göze geleceğim İlk sapağı döndüğümde yüzüme Ki Gözlerimde Uykusunda seni görmüş Çapak çapak rûyâlarım Gece yıkarken yıldızlarını yağmurla Gri bir sabaha aralıyor Şişik gözlerini bu antik şehir Boğazımdaki düğümlere takılan Bir vedâyı kemirip öğütüyorum Yeni yetme 20’lik dişlerimin arasında Dilimde Damağımda Sesli harfleri hadımlaştırılmış Kıymık kıymık Binlerce lûgât kaçağı zanlı kelime Yaşamdan ödünç aldığım bir kaç nefesin Bedelisin sen Mâzi’den Mûzâri fiiler türeten hatıratımın Alnından düşen Bir kaç damla ter çilesi Vakit geç artık Kalmamı isteme benden Az daha kalırsam yüreğinde Çapraz bir sorgulamanın çapraşıklığında İhbâr eder kendini sağ sol devrikliğim Büyük puntolu sessizliklerin Devşirme diline asılır kim’liğim Kimliksizliğim Kalırsam Direnişi geri püskürtülmüş Bir ihtilâl yeridir artık gözlerim Ve Sen Elleri prangalı illegâl bir mili(a)tan Vur kaç sevdâlarımın parmaklarına basan Tek atımlık tetiğinde Parmaklarıma divit ucuyla İz diye işleyip Satirik şiirleri Dokundum Gümüş çerçeveli alınlığına Sevdâmla aharlanan Mührelenen yüreğinin Anla Maznûnuyum Suçsuzluğu ıspatsız sanığıyım Gördükleri Dövüle dövüle kör edilmiş tek tanığıyım Bu kanı bozuk Bu soysuz sensizliğimin Acıma Dola patetik bakışlarının zincirini bileklerime Hasbî tutuklanayım Tutuklu kalayım müebbet Yasadışı girilmezliklerinde |