bir derdi aşk ki bu ketumca sarıp da sarmaladı beni gönül kel topal kalmışken ezeli hani nerede kaldı dağ deviren o gençlik iksirleri
çok öncelerinden kalmış bir koca çınar gibi içim sinsice oyuldu kovuklaştı tümden görünmez dibi âlemleri yaratan koymuşsa giz vaktini bu sırrı çözebilecek bir dostta acilen istek var oysa ki bezm-i elestden beridir bizim misafirliğimiz İçimizde ki yaşayan gerçek için aşkla sararıp solarken yoksa unuttuk mu biz Hakka verdiğimiz onca sözleri
gönle girmiş bir kez mazi nefis çekiyor atiyi eskilerden kaçarız dörtnala öze yabancı iblise doğru oysa ki köklerimiz hep mazide vuslat diye tutturmuşuz bir çocuk gibi bir kere öyle ki bir dönüp de bakmayız bile geriye yerle yeksan ettiği değerlere pas tutmuş yüreklerle yosun tutmuş taşların bile dibindeyiz yabancı kalırız döngümüze bir ileri üç geri bize sanki hep bu fani aşklar sözde mevsimleri doğurur gibiyiz
koşup koşup da yorulduk her yana savrulduk ince ince elbette ki bizde ereriz gerçekleri görünce dur dedik dur dur da biraz nefeslen bari bu kalbe o kadar hız dayanmaz koşma nefse düşünce gönlün pençelerine acılar iyice çöker içimize şöyle bir yüreğimi gizlice yokluyorum hayal olan yaşantı arası sanki de bir masalı yaşıyorum tutkunun saçları takılmış gönle derince kanar hiçbir zaman geri dönmeyecekmiş im gibi aklım bin fersah havada ruhum hakka doğru yakın olsa da sanki gönül gözümde var koskocaman bir perde gelişte kurtarın beni isterseniz yerden yere vurun şu azgın bedeni kavurun ateşlere atışta bir seri günah kokusu nasılsa bulaşmış olan ellerden kurtarın ruhumu unutmuş olduğu tüm yeminlerden pür-i pak dostluk ile hadi ne duruyorsunuz ayıklayın içimde ki günah pirinçlerini de hadi bir kez de olsa göreyim sizleri
cana can dostlar meclisime gelip de oturun hiç sordunuz mu ki bu dostumuz ne iş yapar nerede gelirken de o hakikat zincirini getirip de sunun dost dediklerim görmediğim gerçekleri muhkem tutup da iyice bir sarsınlar şu günahkar boynuma ki düşsün gözlerimden hak hakikatten ırak kör eden perde yoksa hiç kurtuluşum yok düşerim bilinmezliğin içinde ki derde…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
1001- DUR DEDİK BİR KERE… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
1001- DUR DEDİK BİR KERE… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
güçlü kaleminizden yine anlam dolu dizeler okudum hocam saygılar cana can dostlar meclisime gelip de oturun hiç sordunuz mu ki bu dostumuz ne iş yapar nerede gelirken de o hakikat zincirini getirip de sunun dost dediklerim görmediğim gerçekleri muhkem tutup da iyice bir sarsınlar şu günahkar boynuma ki düşsün gözlerimden hak hakikatten ırak kör eden perde yoksa hiç kurtuluşum yok düşerim bilinmezliğin içinde ki derde…
cana can dostlar meclisime gelip de oturun hiç sordunuz mu ki bu dostumuz ne iş yapar nerede gelirken de o hakikat zincirini getirip de sunun dost dediklerim görmediğim gerçekleri muhkem tutup da iyice bir sarsınlar şu günahkar boynuma ki düşsün gözlerimden hak hakikatten ırak kör eden perde yoksa hiç kurtuluşum yok düşerim bilinmezliğin içinde ki derde
Kutlarım hocam gine tarzını ortaya koymuş sun ozanca harika ve anlam yüklü bir eser gönül sesin her dem böyle coşku dolu Aşk dolu kalsin sevigi ve saygılarımı belirtirim esn kal
Kutlarım hocam gine tarzını ortaya koymuş sun ozanca harika ve anlam yüklü bir eser gönül sesin her dem böyle coşku dolu Aşk dolu kalsin sevigi ve saygılarımı belirtirim esn kal
yüreğine sağlık Kadir bey...Dostluk beklemişsin şiirin çıkışında; bu ne güzel gönül çağlayışı ..günümüzde dostluklar artık menfaate dayalı;ararsan ararım sorarsan sorarım...hele birde insan hasta ise kapıyı gözler her daim değil mi ...Evladın bile çiğ olduğu bu alemde dost olarak kimseyi görmek mümkün değil maalesef niye böyle olduk , düzen neden bozuldu ; sorsan zamane diye geçiştirilir..oysa kültürel çöküş içine girdik parça parça ...Benim can diye sevdiğim kişi azdır hakikaten candırlar rahatsızlık pençesindedir şu an bir tanesi ...Rab'im onun yar ve yardımcı olsun :( ..ve hastalık hepimiz içindir... benimde on yıldır çektiğim bir rahatsızlığım var, beş senedir de sürekli ameliyat geçirdim...inanın kardeşimden çok o can dediğim benim için ağlamıştı...Bilgeme teşekkür ederim buradan hakikaten candan dosttur ...ve dönüşümüz Allah'adır ...yeter ki elden ayağa düşürmesin Rab'im....,şimdi facede arkadaşlıkları dost sanan insanlar var...Arkadaşlığın sayıca fazla olması hiç önemli değildir :) ...rabbim kapı komşu dostluğu versin, milletçe bunu unuttuk biz ...oysa ahiret de bundan sorulacağız... bizler için sevgili dediğimiz ve dost bildiğimiz bir Allahtır birde peygamberimiz...Hiç bir şeye değişilmeyen ...dostluklarda böyle olsa keşke riyadan uzak ...ne diyelim riyasız dostluklara o zaman...
kalemin daim olsun saygılarımla
Gül ESEN tarafından 4/19/2015 8:42:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
bir derdi aşk ki bu ketumca sarıp da sarmaladı beni gönül kel topal kalmışken ezeli hani nerede kaldı dağ deviren o gençlik iksirleri
çok öncelerinden kalmış bir koca çınar gibi içim sinsice oyuldu kovuklaştı tümden görünmez dibi âlemleri yaratan koymuşsa giz vaktini bu sırrı çözebilecek bir dostta acilen istek var oysa ki bezm-i elestden beridir bizim misafirliğimiz İçimizde ki yaşayan gerçek için aşkla sararıp solarken yoksa unuttuk mu biz Hakka verdiğimiz onca sözleri
gönle girmiş bir kez mazi nefis çekiyor atiyi eskilerden kaçarız dörtnala öze yabancı iblise doğru oysa ki köklerimiz hep mazide vuslat diye tutturmuşuz bir çocuk gibi bir kere öyle ki bir dönüp de bakmayız bile geriye yerle yeksan ettiği değerlere pas tutmuş yüreklerle yosun tutmuş taşların bile dibindeyiz yabancı kalırız döngümüze bir ileri üç geri bize sanki hep bu fani aşklar sözde mevsimleri doğurur gibiyiz
koşup koşup da yorulduk her yana savrulduk ince ince elbette ki bizde ereriz gerçekleri görünce dur dedik dur dur da biraz nefeslen bari bu kalbe o kadar hız dayanmaz koşma nefse düşünce gönlün pençelerine acılar iyice çöker içimize şöyle bir yüreğimi gizlice yokluyorum hayal olan yaşantı arası sanki de bir masalı yaşıyorum tutkunun saçları takılmış gönle derince kanar hiçbir zaman geri dönmeyecekmiş im gibi aklım bin fersah havada ruhum hakka doğru yakın olsa da sanki gönül gözümde var koskocaman bir perde gelişte kurtarın beni isterseniz yerden yere vurun şu azgın bedeni kavurun ateşlere atışta bir seri günah kokusu nasılsa bulaşmış olan ellerden kurtarın ruhumu unutmuş olduğu tüm yeminlerden pür-i pak dostluk ile hadi ne duruyorsunuz ayıklayın içimde ki günah pirinçlerini de hadi bir kez de olsa göreyim sizleri
cana can dostlar meclisime gelip de oturun hiç sordunuz mu ki bu dostumuz ne iş yapar nerede gelirken de o hakikat zincirini getirip de sunun dost dediklerim görmediğim gerçekleri muhkem tutup da iyice bir sarsınlar şu günahkar boynuma ki düşsün gözlerimden hak hakikatten ırak kör eden perde yoksa hiç kurtuluşum yok düşerim bilinmezliğin içinde ki derde…
(19.04.2015) AZAP…
Ömür su gibi akıp gidiyor her güzel günün kıymetini bilene ne mutlu konusu güzel dizelerinizi kutlarım.Puanım tam, Yunusun diyarından selamlar.
Bu günlerde geçecek Kadri abim. Umutlar beslemeli yüreği ve o yürekte ikamet eden değerleri. Bunun adı her ne olursa olsun.
İster Allah aşkı olsun İster dostluk. İster yâr-eş-akraba.
Yeter ki o yürek atmaya devam etsin. İçine düşülen her zor bizi daha güçlü kılacak emin ol. Bu iktidar anlamın da değil, bu MİLLET anlamında, bu HAK AŞKI anlamında, bu BAYRAK AŞKI anlamın da ve dahi niceleri.
Öz kendi yağında kavrulmalı önce. Sonra özün ışığı düşen her yeri aydınlatmalı ve dahi ısıtmalı...