OYSA DAHA YENİ DOĞDU GÜN...
İşte geldim ve gidiyorum
Susmalıyım, biliyorum Yine de için için haykırırken Biliyorum ki henüz çok erken. Oysa daha yeni doğdu gün Çok ama çok erken desem de Biteviye himayesindeyim Ne varsa haricimde, Nazenin bir kelebek kadar Naif düşlerim Parsellenmiş olsa da zavallı benliğim. Yıkıntı ertesi ne varsa elde kalan Çok görmekse mubah olan Neylerim bir başıma. Güdümünde, ininde o sefil düzeneğin Bir tutam sevgi de mi çoktur Reva gördüğün. Neye meyledersem edeyim Kıvrak nice hamlesi zihnimin Peyder pey yol vermekteyim Ne varsa hicap ettiğim. Fıtratımdaki o yoksunluk Ki kerelerce hibeli o sıradanlığın Yol yordam bilmez sıkılganlığı. Mecburi bir istikamet oysa Çökerken o baskın rehavet. Issız ruhumun meftun O tütsülenmiş düşleri Hanidir engin hayallerin çaprazında Ketum bir yadsımazlıkla Çağırırken adımı. Rengârenk güllerin dikeni Yakarken canımı nezdinde. Var oluşun hükümdarlığı Kadar olağan ve durağan Belli ki sazın mızrabı Kadar nüktedan Kerelerce fısıldarken, Adam boyu dalgalar kadar Nasıl da boğucu ve çığırtkan. Edilgen bir mefta adeta O soğuk musalla taşında Giderayak son yolculuğuna Ötelenmiş bedeni fazlasıyla soğuk Ve katı Gözü pek bir ruhun Adeta son çırpınışları. Asil bir buzdağı oysa saklarken Görünmez kütlesinde Kırık bir yüreğin akıttığı O kanlı gözyaşı. İçinde saklı bir ömürlük acı Belli ki geç kalmışlığın tüm telaşı Çoktan nihayete vardı varalı. |