TÎN VE SÎN'E YEMİNEy cümle arası muharebelerimin Gâlibiyetini omuzlarımdan elleriyle söken Akrostiş sevdâmın Yaralı Ruhnevâz şarkısı Ey zifirî gecelerin kuzgûnî demlerini Gözlerinde demlediğim Düşük yapmış heceleri Dizelerinin dizlerinde e e eeelediğim Avuçlarıma Safra yeşili sağular tüküren sevilerimi Çengelli ünlemlerinin diplerine belediğim Suzinâk Sevdâm Sordun mu Hatırsız kalan gözlerimin rengine hiç Gözlerine küseli kaç hâşir oldu Böğür itleri gibi Dadanır hayata kitli kapıma yine Senden sonrası tüm kuduz vakitlerim Pelûr uçurumlar büyütür Parmaklarında harılanan ayaklarım Tutmuşken arkadan gömleğini Haydarî düşmeler giyinir üzerine Mariz alîl artanlığım Yine mi vurulacağım arkamdan Sevgili Arkanda kalakalmışken bir de Yetim bedenimle Ya Sîn Ya Tîn Sağ avucumun parmakları arasında boğdurduğum Sol yanıma el basarım ki Sana olan âhım Senden yarım kalmışlığım 77 Ayetin şehâdetiyle Cehennem’in Cahim’inde son bulacak 26 kere Daha kaç kez Kelimelerinin hece aralarına tutunup Basamak yaparak sırtımı ayaklarıma Asılacak dizelerine Kursağımda düğümlenen nefesim Daha kaç kez Vuracaksın aşkı Yaslamışken beyni göçük başımı Göğsünün en harlı cehennemine Kaç kez kanatacaksın en kansız yerinden Humus kokulu Solucan tarlası turâbları Kemiklerine yorgan diye örten cesedimi Bit (y)eniği istilâsındaki Arapsaçı aklımın taraklarıyla taradığım hayalinin yelelerini Savurarak düşselliğime Daha kaç kez Közünü kürekleyeceksin körlüğüme Söyle Sevgili Daha kaç kez Kırıp boynumu ellerinin arasında Kıblegâhım diye sana çevireceksin Gözlerimin okyanuslarında yüzdürdüğüm yüzümü Ört yüzünü yüzüme Çıplak kalmayım Hâşir meydanında Ve Tîn Ve Zeytin Ve 4 Kitab-ı Din Şehâdet edip dediler ki Ey Züleyhan’ın gözlerindeki sine inen İn Bil ki Bundan gayrı bozulmaz El basarak göğsümüze Tîn ile edilen yemin |