Yağmurluydu havadüşlerimi çaldın bir hafta sonu, geceydi sanırım belkide gidişin karartmıştı gökyüzünü. yağmurluydu hava, iklim gidişine ağlıyordu, yada yaraları kanıyordu. yağmurluydu hava, donuktu bakışların, cümlesi azdı dudaklarının. ödünç alınan mutluluklar yerleştirmiştin yüzüne ve sahte gülüşlerle mutluluklarımı paylaşmaya çalışıyordun. yağmurluydu hava, ıslanmıştı saçım, dizine yattım. okşamadın. saçımı koklamadın. belkide o zaman anlamalıydım gideceğini. yağmurluydu hava, gökyüzü yorgundu. sevdiğimi söyledim sana elini tutup; zoraki bir ’bende seni’ cümlesi yayıldı kulağıma. bilmeliydim o zaman gideceğini, anlamalıydım.. yağmurluydu hava, ıslaktı yeryüzü, gittin. nemlendi gözlerim, buğulandı hayallerim. düşlerim senle birlikte gitti. yağmurluydu hava, gittin. bir kaç damla yaş aktı gözlerimden, sonra fazlası. kirpiklerimden yanağıma düşen her yaş, yağmura karıştı. kirpiklerimden akan her yaş, yağmur oldu; içime aktı.. yağmurluydu hava, gökyüzü uğurluyordu seni. su döküyordu ardından, ’su gibi git’ diyordu, ’su gibi gel’ gökyüzü bensiz yolculuklarına uğurluyordu seni, gökyüzü gidişini izliyordu.. |