Altındağ yamaçları
Altındağ yamaçları
Fukaralığın tablosudur Altındağ yamaçları. Ne de canlı çizilmiştir Cansızlığı. Taş çıkarttırır Pikasso’ya, Leanordo’ya. Güneş doğmadan doğar Altındağ’ın insanları, Irmak ırmak doldurur Sokakları. Kimi sırtında boya sandığı, Renk katmak için bu tabloya, Ayaklardan baţlar boyamaya. Kimi başında bir tabla Halak halka öğün taşır, Bir halkayla öğün savuşturan Insanlara. Kimi kucağıda yarı çıplak bir bebe Dilenir dilenciden üç-beş kuruş Nafaka diye. Ah şu Altındağ yamaçları Nasıl da sert ve keskin, Ustaca fırça darbeleri. En ufak bir çatlak, Noksan, açlık, açıklık Unutulmamış. Unutulmuşluğu bile çizilmiş bir yerine. Donsuz bir çocuğun, tırnağındaki kirden, Damlarında cirit atan kedilerine, Kahvehanelerini tıka basa dolduran gençlerinden, Ayaklarından çok bastonundan güç dedeye, Sokak diplerinde örgü ören bir nineden, Açlığını kara suyla boğmaya çalışan bir geline kadar. Nasıl da düşünülüp ustaca çizilmiş. Fukaralığın diğer adı Altındağ yamaçları. ( altındağ ; ankaranın gecekondu semtidir. ankaranın merkezinde ama ankaraya çok çok uzaklarda unutulmuş bir semt) |