Hak Ve Hakikati Uygun Zamanda HaykırıştırGel… Gel artık Endişeye kapılma Ruhunu daraltan vehme aldırma Gönlün ummandır, dönüp bir baksana Seni üzen ve yoran zanlardan arınıp, uyansana An bitiyor Ömür kendi içinde eriyor Her âlem başka hakikatler bekliyor Hakkı bilmeyen nefsine itaat ederek göçüyor Nefes bitiyor, can çekiliyor, dermanda tükeniyor Geriye kalan vah vah ne işe yarıyor, neyi bekliyor Umut Yorulmaz Hazan yeis içinde anılmaz Hicran hanif bir kula karalar bağlatmaz Hüzün vakti sinenin sükûneti, gecenin sessizliği Düşlerimde ümitle açar, her murat şevkle bahar Ne yar Ne cananı ateş yakar Umut insan için en güzide hazzı diyar Ne vakit sılayı ansam, yaşları sessizce bıraksam Ruhum garip bir serinlik yaşar, içimdeki sürur ar Gelme Lakin hüzünle ömrü tüketme Hasreti firkatleştirme, halleşmekten geçme Sessiz ve sakin yere çık, gönlünü aç, imtina etme Seni anlayan ve derdini derdi sayan refikine anlat Aşk Narı ardır Sabır ve çileyle arkadaştır Hizmet ve hamiyetle ihlâs için yarıştır Hak ve hakikati uygun zamanda haykırıştır Nefisten arınış, hurafeden kaçış, şirkten kopuştur Bilmem ki Beni ne kadar anlarsın Hangi kefeye koyarak vasıflandırırsın Ruhumun hicran damlalarını sende duyar mısın? Bu diyardan göçüp gittiğimde garipliğimi anar mısın? Mustafa Cilasun |