HİÇ OLMAYAN BİR DÜŞMAN...
Zamanın çaldığı hayatlarda kalmıştı ömrümün yelkovan ve akrebi…
Sağdan sola hiza halinde ve ritmik… Beklenmedik bir şekilde bazen çok hızlı, bazen ise çok yavaş… Bazen öldürücü bir darbe, bazen gülümseten değerli, değersiz bir olgu… Kalkanım eski, kılıcım körleşmiş… Yel değirmenleriyle savaşır gibiyim, Don Kişot misali… Hiç olmayan bir düşman ile savaşıyorum, kendimle… Burnumun çekebileceği son kokuya, kulağımın duyabileceği son tınıyakadar ve… Gözümün görebileceği son renge kadar biter mi bu savaş? Hiç sanmıyorum!.. Sanmıyorum!.. |