786 TÜRK-İSLAM-RUHU ESER MÜESSİRİNİ TANITIR İlkbahar’ın Son Düşleri
DUR YOLCU
Dur yolcu oku mealden Tarihime eğil yeter Kimse alamaz elinden Çanakkale’yi bil yeter Yerle göğün nikâhıdır Varla yoğun sabahıdır Gönül gözümün yaşıdır Gözümde yaşı sil yeter Müjdeli Şehitler dolu Çanakkale Allah yolu Üç ihlâs okuyan kulu Sadece tatlı dil yeter ÇANAKKALE TÜRK MİLLETİNİN UMUDUDUR TÜRK MİLLETİNİN TÜRKÇE KALMA HUDUDUDUR İslam’ın Sancaklığı, Durur Çanakkale’de Türklüğün Bayraklığı, Gurur Çanakkale’de. Müttefik kuvvetleri, Yıkıldı hayalleri, Gâvurların kinleri, Duyur Çanakkale’de. İnanç, iman güneşi, Vatan yanar ateşi, Bulunmaz Türkün eşi, Vurur Çanakkale’de. Hafızam bin kelime, Düşman sokmam ilime, Uyku benim neyime, Uyur Çanakkale’de. Tarih, tarifle hece, Sorarım gündüz gece, Hedefli umut yüce, Sorur Çanakkale’de. Askerin ekmek aşı, Gözyaşıdır gözyaşı, Ana cepheye taşı, Korur Çanakkale’de. Türkler aşkla yanarlar, Dünyaya sulh sunarlar, Şehit olur banarlar, Olur Çanakkale’de. 14 AY 6 GÜN SÜRDÜ… Adını Çanakkale geçilmez koyduk, Düşmanın kinine, kirliğine doyduk. OZAN Genç dinamit gönüldaşım Can evinden besler çağı. Genç samimi talihdaşım Can evinden sesler dağı. Çanakkaleye can muhtaç Türk olan herkese ilaç Ozanım bodur saat kaç Can evinden süsler bağı. Tarihdaşım Ozan bodur Tarihe değinmek budur Gümüşhanlı ozan odur Can evinden deler ağı. CESARET TEPESİ Hatırasına yâd ettiğim Gazi Selahattin Adil Bey Etkilendiğimsin sevdiğim Gazi Selahattin Adil Bey Cesaret tepesinde ah’ın Allahuekberdir silahın Tebessüm yüzlüdür sabahın Gazi Selahattin Adil Bey Hizmeti yüreğine gömen Çanakkale hakkını veren Oğluna dahi söylemeyen Gazi Selahattin Adil Bey Gazi Selahattin Adil Bey Çanakkale savaşından dokuz yıl kadar sonra Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bir gün Çanakkale Şehitleri anılır kendisini Çanakkale Gazisi diye kahramanlığını ortaya koyarlar kürsüye davet ederler ve o ana kadar oğlu Gazi Selahattin Adil Beyin kahramanlığından habersizdi… Babasının kahramanlığını Babasından duyamamıştı çünkü kahramanlığını yüreğine gömmüştü Gazi Selahattin Adil Bey… Hangi birinin kahramanlığından bahsetsek bu bir umman inanıyorum ki benim yazılarım şiirlerim görüşlerim Çanakkale’ye layık değil… Niğde’li Ali den mi ya da Kastamonu’lu Pehlivanoğlu Mehmet den mi?.’’ Mehmet Pehlivanoğlu Babayiğit bir kahraman yarı ölü yarı diri kurtulduğu savaşta ayağı kesilmişti. Topal Mehmet oldu adımız diye hayıflanmamıştı. Aziz hatırasına. Yedi Mehmedin biri, Pehlivanoğlu Mehmet. Kurtuldu ölü, diri Pehlivanoğlu Mehmet. Kuvvetlidir ölçeği, Çanakkale çiçeği, Vuslat hayat gerçeği, Pehlivanoğlu Mehmet. Neler söyledi sazı, Gözden okunur haz’ı, Ayağı alın yazı Pehlivanoğlu Mehmet. DEMESİN Ruhumuzun kodu, Çanakkale Çanakkale Tarihi ilaçtır Çanakkale’yi görmeyen Türkler Türküm doğruyum falan demesin SÖĞÜT AKGÜNLÜ Akgünlü köylü Hüseyin’in Anası gelir sevinç dokur. Hüseyin erdi Şehitliğin, Duasını anası okur. Anası der Şehit olmadan, Gelme Vatanı kurtarmadan, Baban, Amcan Şehittir yatan, Komutunu anası okur. Türk Tarihi gücüyle yazar, Şehit olmazsan neye yarar, Vatandır bize kundak mezar, Komutunu anası okur. İNEBOLULU ELİF BACI Bağrında yiğit saklar Toprağın Elif Bacı Mehmetcik düşman aklar Ortağın Elif Bacı Elifim tarih yazar Şanlı tarihe sızar Canıdır Hakka Pazar Yaprağın Elif Bacı Türkün kadın boyudur Soyu benim soyudur Vatan minnet sayıdır Ocağın Elif Bacı Gül alıp gül derendir Mehmetçiğe gidendir Vatana can verendir Bayrağın Elif Bacı İnebolu Vatandır Şehit düşen yatandır Elif bacı anamdır Sancağın Elif Bacı NARA Aciz kalınır Türk askerinin nara sına. Savaş bitmişti Çanakkale Gazisi Zonguldaklı Hüseyin Zonguldaklı Hüseyin Çanakkale de sanırım Mustafa Kemalden Kaçmaz soyadını aldı işte Çanakkale kahramanı Hüseyin Kaçmaz bilin ki Zonguldaklıdır hatta savaştan 11 sene sonra Zonguldak’a gitmiştir çocukları tanıyamamıştır. Dumansız korgit maddeli ve imansız gâvur askeri savaştan sonra Çanakkale ye gelir savaş narası onların ‘’hurraaaaa’’ bizim ise Allahuekber… Ozan Bodur’ gönüldaşımın anlatımlarından aklımın alıp, aklımda kaldığı kadarıyla. Gâvur askeri Hüseyin Kaçmaz’ı görünce hurraaa diye bağırır Hüseyin Kaçmaz’da Allahuekber diyerek karşılık verir. Neyse efendim Çanakkale de Hüseyin Kaçmaz çok iyi davranır bu gâvur askerine ki gâvur askeri gittikten epey bir zaman sonra vefa borcunu ödemek amaçlı ziraat bankasına çok yüklü bir para Hüseyin Kaçmaz adına atar. Ziraat bankası müdürü Hüseyin Kaçmazı bulur der ki Hüseyin Amca çok zengin oldun çok. O gelen gâvur askeri sana epey yüklü para göndermiş. Hüseyin Kaçmaz ziraat bankası müdürüne der ki evladım alamam o parayı olduğu gibi geri gönder. Yarın mahşerde ben arkadaşlarıma ne derim. Gümüşhanlı dile zor getirdi Dilde yazıda zor bitirdi Bakalım maksadına nasıl erdi. Böyle kahraman Hüseyin Kaçmaz Narası aman Hüseyin Kaçmaz Servet terk ettin Geri ilettin Doğru söylettin Hüseyin Kaçmaz Kim böyle eder Yoktur gam keder Şerefi yeter Hüseyin Kaçmaz SEYİT ONBAŞI Seyit onbaşı, 1889 yılının eylül ayında havran ilçesi çamlık (manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, Annesinin ki emine idi. seyit, 1909 yılının nisan ayı başlarında askere alındı. 1912’de balkan savaşları’na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale cephesi’nde görev aldı. çanakkale savaşları’nda gösterdiği kahramanlıkla adını türk tarihine yazdırdı. 18 Mart deniz savaşı sırasında, Rumeli mecidiye tabyası’nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit onbaşı büyük bir güçle iki yüz küsur okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. Sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Hakkın rahmetine kavuştu… Vicdanı nur bahtı kara Onurlu Seyit Onbaşı Almadı Devletten para Vakarlı Seyit Onbaşı Dimağımda serimdedir Gönül denen yerimdedir Tarihimde benimledir Kuvvetli Seyit Onbaşı Tarihimden tanıyorum Ecdadımdır anıyorum Minnetle yâd ediyorum Rahmetli Seyit Onbaşı Seyit onbaşı bir Türkmen evladıdır Havranlıdır. Bir sürü menkıbesini bilirsiniz savaştan çok sonra Mustafa Kemal Atatürk Havrana gider Belediye başkanına Çanakkale Gazisi Seyit Onbaşını sorar, apar topar tanımadıkları Seyit Onbaşıyı ararlar bulurlar. Bakarlar ki Seyit Onbaşının üzerinde kılığı kıyafeti çok perişan odunculuk yapmaktadır belediye başkan yardımcısı ceketini heyetten diğerleri ayakkabısını falan giydirirler. Mustafa Kemalin karşısına getirirler Mustafa Kemal Seyit sensin gel hele kaldır bakayım beni Seyit Onbaşı cevaben Paşam sizi dünya kaldıramadı ben nasıl kaldırayım Atatürk Mustafa Kemal çok etkilenir ve bakar ki ayağındaki ayakkabılar bol elbisesi bol bunları sana kim aldı diye sorar. Saf ifadesi ile Seyit Onbaşı Paşam ayakkabıları aha şu elbiseyi aha bu ağalar verdi diye cevap verir ne üzücü durumdur ki Çanakkale gazisi Seyit Onbaşını o ana kadar o elbise verenler tanımıyordu. Kaldırmak değildi zahmet Onur Seyit Onbaşıya Yaratan Allah’tan rahmet Vakar Seyit Onbaşıya Düşman gülümüzü söker Seyit düşmanları döver Yaratan Allah’tan rahmet Akar Seyit Onbaşıya Düşman gönlümüzü döker Seyit düşmanları büker Yaratan Allah’tan rahmet Yatar Seyit Onbaşıya GİBİDİR ‘’Çanakkale nice derdin ruh tabibidir. Nicedir Mustafa Kemaller nur gibidir.’’ BULDUM Tek Allaha kuldum ben Dün Çanakkalelerde Varlığımı buldum ben Mustafa Kemallerde Şu tarihten şu kadar Şu tevellüde kadar Askersiniz o kadar Mustafa Kemallerde Atış gücü edadır Ateş gücü sedadır Millet gücü fedadır Mustafa Kemallerde II Buldum, buldum ben B u l m a s ı n a d a Ş i m d i l a z ı m da M u s t a f a K e m a l Ş i m d i l e r nerde. ÇANAKKALEDE Kurtuluşa nail olduk İnanarak kail olduk. Kahramanında yok kuşku Allahuekber dir coşku. Çanakkale mahşer yeri Uyandırdı Peygamberi. Resulden müjde alırız Şefaate muhtaç açız. Çanakkale Türk olmaktır Ebediyen Türk kalmaktır. Milli benliğimizin ve Kurtuluş Savaşımızın temellerinin atıldığı Atatürk’ ün bir yıldız olarak parlayarak Milletimizin onu ilk kez tanıdığı Çanakkale savaşını, aziz şehitlerimizle yiğit gazilerimizi, savaşın 94. Yılında saygı ve minnetle tekrar anıyoruz. 1915’te gerçekleşen Çanakkale savunması, özellikle Rusya gibi katılımcı olmayan ülkelerin bile kaderlerini etkileyerek evrensel tarihin günümüze kadar uzanan yazgısını değiştirmiştir. Savaş ateşinin dünyayı sarmasından hemen sonra, Osmanlı devleti 2 Ağustos 1914 tarihinde seferberlik ilan etmiş, barış konumundan savaş düzenine geçen ordu içerisinde süvari birlikleri de yerlerini almışlardı. Öncelikle Genel Kurmaya bağlı olarak veteriner şube müdürlüğü hizmete başlamış, yapılandırılan ordu komutanlıkları kuruluşlarında süvari birlikleri kadrolara dâhil edilmişlerdi. On üç kolordudan oluşan Osmanlı ordusu birleştirilmeleriyle yapılandırılan ihtiyat süvari kolordusu görevlendirildi. Bu düzenleme bağlamında, karargâhı İstanbul’ da olan birinci ordu bünyesinde birinci süvari tümeni, karargâhı Erzincan’ da bulunan üçüncü ordu bünyesinde ikinci süvari tümeni ve Van ihtiyat süvari tugayı görev almışlardı. Savaş süresince bağımsız süvari alayları ve bölükleri ile üçüncü süvari tümeni kurulacak ve bu tümen, 4. Orduya bağlı olarak Sina Filistin cephelerinde başarılı savaşlar verecekti. Ocak 1915’te, Çanakkale boğazı önlerinde toplanan müttefik donanmasının kıyı tahkimatlarımıza karşı bombardıman faaliyetlerine başlaması ve aynı dönemde Mısır’ dan gelen istihbarat raporlarıyla belirlenen büyük boyutlu askeri yığınak, Gelibolu’ da kısa süre sonra gerçekleşecek zorlu savaşların habercileri olmuştu. 25 Nisan 1915’te müttefik güçlerin Gelibolu yarımadasında çıkarma yaparak başlattıkları ve savaşın son bulmasına dek sürecek olan kara muharebelerinde, arazi koşulları nedeni ile süvari sınıfı kitlesel olarak kullanılamamakla birlikte iki tarafın süvarileri de kadersel görevler üstlenmişlerdir. Türk ordusu, cephede ve cephe gerisinde genişleyerek yayılan alanlarda süvari sınıfından daha etkin olarak yararlanabilmiş; at, ordumuzun yüzyıllar süren tarihi geçmişinde olduğu gibi Çanakkale’de de vazgeçilmez bir unsur olarak hizmet vermiştir. Yarımadayı savunmakla görevli 5. Ordu komutanlığına atanan Mareşal Liman Von Sanders’in Çanakkale’ ye gelmesinden sonra süvari birlikleri, topçu ve piyade kıtalarında taşıma ve binek hayvanı olarak kullanılan beyaz atlar, kılık değiştirmek zorunda kaldılar. Mareşal, kıtalar arasında tek bir beyaz at kalmamasını emretmiş, verdiği emrin takipçisi olarak da dürbünle yaptığı gözetlemelerde, saflarında beyaz at gördüğü birlik komutanlarını derhal yanına çağırarak sert biçimde azarlayarak cezalandırmaya başlamıştı. Alman komutanın bu önlemi, çok uzaklardan görülebilecek olan beyaz renkli atların, üstün gözetleme yetenekli düşman donanmasının kıyı bombardımanlarından birliklerini koruma savına dayanıyordu. Kısa süre sonra yarımadadaki tüm beyaz atar koyu renklere boyandı. (Atları boyalı olan birlik komutanları, yağmur yağmaması için dua ediyorlardı). Çanakkale’ yi savunma görevi ile konuşlanan birlikler içerisinde her tümende bir süvari bölüğü, ordu ihtiyatında da bir süvari alayı görevlendirilmişti. Bu dönemde süvari sınıfına duyulan gereksinim, belgelerle kanıtlanmaktadır. Harp Tarihi Araştırma Grubu (HATAG) arşivlerinde bulunan belgeler arasında yer alan dokuzuncu tümen ve yirmi yedinci alay komutanları arasındaki yazışmalar, bu gereksinimin en belirgin örneklerindendir; ÇANAKKALE DESTANI TÜRK ŞİFRESİ İLE YAZILMIŞTIR ALLAH’A ESİR OLMUŞ TÜRKLER. BAŞKA KİME ESİR OLUR Tek yumruk olduk Allah’a yön durduk Çanakkale’yim ne nefret ne kine. Yenilmedik düvele hesap sorduk Allah’tan geldim Allah’ a yım yine. Hak yola biz hakkımızla ulaştık Sulh ararken biz savaşa bulaştık Çanakkale’yim ne nefret ne kine Allah’tan geldim Allah’ a yım yine. Allah’ım sana şanlı geleceğiz Şehit olacağız ölmeyeceğiz Çanakkale’yim ne nefret ne kine Allah’tan geldim Allah’ a yım yine. Dünya hayaliydi savaşı almak Çanakkalesiz mümkün mü Türk olmak Çanakkale’yim ne nefret ne kine Allah’tan geldim Allah’ a yım yine. GÜMÜŞHANLI Yazdıkları Ulu Allah vergisi, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Acı oldu özleminin yergisi, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Sözlerini sansürledi boyattı, İtlere kemik Şeytana taş attı, Vatan soysuzuna çatık kaş çattı, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Zıkkım değil mermi yesin talancı, Yüreğini sızlatsın acı sancı Bir olur mu dedim yerli yabancı? Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Biri eyalet ister biri ne der Dayanamaz ağlar gökler ve yerler, Vatanını sevenler Ülkücüler Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Hoca Ahmet Yeseviden ışığım, Türk Milletine Vatana aşığım, Her gün aşırı Şehit alışığım, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Özlem sineye düşer ne edeyim, Sövmeye, saymaya da yeminliyim, Deli Halit Paşa gibi deliyim, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. Korkarak açıyor bahçede çiçek, Besi damına çekilmiştir böcek, Başımızdakiler değildir gerçek, Gümüşhanlı hisse aldı pay aldı. |