hasretin ellerimde kelepçeoysa ki bilmediğim şehirlere atar beni hasretin sen bilmessin sevgili bilemessin hangi yara kanar içimde şimdi yamalı düşler sarar sensiz gecelerimi hazana yenilmiş mevsimler ağlarken düşlerimde ve her şey bir güz yangınından ibarettir bana yokluğun fersah fersah yürürken yüreğime bir yosmanın gözlerinde kirlenir umutlarım izbe şehirlerim çığlıkların içinden geçerken ve ben sensiz bağ bozumu bir hayat sürerim senden ayrı aldığım her nefes ölümdür tenime oysa ki bilemessin sen yüreğimin sokaklarında katar katar hasretin geçer ve hep ölü şehirlerden geçerken adımlarım sarhoş olurum anılarımıza rastladığım her yerde ve ben yine bir şiire yaslarım sensiz kalbimi katre katre kalemimden sen damlarsın şiirlerime ki buz kesen trenlerin vagonlarında yiterken ben buğulu camlara hep adını yazarım çaresizliğimden v e ç o k ö z l e r i m s e n i işte tek bu nedenle kınalıdır bütün suskunluklarım benim ya çaresizliğim mi bilir misin? çaresizliğim ellerimdeki tek kelepçem artık ben! kabulü imkansız tövbelerimde uyuturum düşlerimi sevda sunaklarımda ömrümü tüketirken sessizce deprem yemiş şehirler üstüme üstüme çöker de göğsüm ağırlaşır ve dar gelir kalbime ay/su |