Çanakkale Şahadet
Son söz Şahadet iken, hangi ölümdür erken
Ölmek kutsaldır Türk e Vatanı çiğnenirken Köpek salyalarıyla köpük tuttu sahiller Yüz binleri toplayıp haçlı kurdu gafiller Hayâsızlıkla zulüm zalim için kolaydı Takvimler çevrildikçe söylenecek olaydı Boğazdan Marmara ya donanma kaldırdılar Onlar Çanakkale ye vahşetle saldırdılar Sular mayınlanıyor faylar kırılıyordu Dağ dağı kucaklıyor toprak fışkırıyordu Ne iz belliydi, ne bir yol, ne şose ne kaldırım Ölüm kuşu tayyare şarapneller yıldırım Buna savaş denmezdi, ne güç denkti ne kuvvet Yine başa belaydı, medeniyetsiz illet Dünya sus pus olmuştu, yok insanlıktan eser Unuttukları vardı, acı acıyı keser Türk ün tarihi yazmaz alçalıp eğilmeyi Asil millet zül saydı ölmeden gömülmeyi Pusatlandı kağnılar ağıt duvaklı telli Hu Allah ya bismillah çıkılan menzil belli Kıble rüzgârlarında binlerce saf tutuldu İstiklalin uğruna ölüm de unutuldu Gök kubbe çökse yere, yer yükselse tavana Ölüp dirilme vakti ruhla Tevhit yan yana Ölmek sıradan o gün, ölüm bayramla düğün Suyla bulanmış bulgur yemek sade bir öğün Kükrüyordu sevdası vatan yiğitlerinin Mahşeri karşılayan kıyametiydi kinin Her metre de bin mermi, hangi adım ürpermez İnanmayanın aklı, asla bu işe ermez Cehennem çemberinden cennet gözüküyordu Tekbir ile asalet dirilişe yürüyordu Türk ün iman gücüne nafile direndiler Zalimin sefilleri bir daha öğrendiler İnançla bütünleşen ne kutsal bir güneşti Kanatlanan şehitler Bedir dekine eşti Son söz Şahadet iken, hangi ölümdür erken Ölmek kutsaldır Türk e vatanı çiğnenirken Bilal KARAMAN |