KARAOĞLAN
KARAOĞLAN
Sensiz çekilmiyor temmuz geceleri. Asra bedel Gül’üm her saniyesi. Uzansam uyku tutmaz gözlerim. Nükseder sensizlik krizlerim. Vakit, yarısı olmuş gecenin. Kırka dayanmış ibresi derecenin. Devam etse de hayat, hayal perim. Senle geçen günlerimi özledim. Ay yeni doğmakta, Kızıl bir mum alevinin karnından. Pek aceleci olsa da meleğim. Senin kadar değildir eminim. Ne çabuk yansıdıysan, Karanlık dünyama. Kucağıma verdin bir Karaoğlan. Hemen kaydın âlem-i ervaha. Şimdi soruyorum sana, helalim. Karaoğlan’la ben, sensiz ne halt edelim. Mehtap tırmanırken zirvesine fezanın. El sallıyor ortasında, hayalin. Aşina bir tebessümle karşımda, Ayperi’m. Ölüdeniz kadar sakin şehrin ortasında ben; İçimdeki fırtınayı durduramıyorum. Fırtınadan arta kalmış, Bir ben varken içimde. Bulup da yolunu, sana gelemiyorum. Sana çıkıyor bütün yollar, biliyorum. Karaoğlan, arada çelik bir duvar. Son sözün aklımda, ilk günkü kadar: Ona, iyi bak adı olsun Bahtiyar. Çekiyorum restimi realiter dünyaya. Seni istiyor, durulmaz gönlüm. Romantizmden öte olsa da, ütopya. Er ya da geç kavuşacağız biliyorum. O mutlu anın manasını çözemiyorum. Dördü asılırken kösteklinin akrebi. Semada siyah bir film perdesi; Kar beyazı esvabınla geliyorsun Sonra aralıyorsun perdeyi. Eteklerinde bir yığın yıldız, irili ufaklı; Kimi Yeşilçam kaçkını, Kimi Brezilya sambacısı. Keza nal topluyor cümlesi Saman sarısı gömlek, Kader karası papyon, Bulut grisi yanar söner esvabımla; Bizzat benim, gecenin favorisi. Ayın feri dolarken sahneye. Meçhulden geliyor bir patırtı. Hemen duruyor terane. Korkmuş olmalı, Ağustos böceği ve saz arkadaşları. Sonra perdede bir altyazı: Kırk saniye reklam arası; Ervahtan gelen gölgeler, Neler vaat ediyor neler. Cennete sıfır metre, Ortasında pırıl pırıl bir dere, Tüm nimetler açık büfe. Bir ara bozuldu kafam. Romantik yönümü küfrü salladım. Kar etmedi ne Karaoğlan, Ne de sana verilmiş sözüm: Anladım gülüm, ben sana mecburum. Bir ara geliyorsun yanıma. Sarkarken duvağının teli; Âlem-i ervahtan âlem-i ütopyaya. Yaklaş diyorum, kader-i ilahimin helali. Olmaz diyorsun: Karaoğlan’ı unutma. Bir sessizlik doluyor, yüreğinden sezime. Hoşça kal diyorsun, sanki. Kırkikindilere gebe, nemli gözlerinle Vermeden bir veda busesi; Bu kaçışın niye, çocuğumun annesi. Giderken sen, ervahın bekleme odasına. Perde perde hayalimde, Amelimin şeceresi. Bir yanda cennet köşkün nimetleri. Sırat, duvağının telinden ince. Köprünün altı kaynar, içten içe; Körüklüyor ateşi, görevli meleke. Herkesin dilinde, o reklam filmi: Cennete sıfır metre, Ortasında pırıl pırıl bir dere, Tüm nimetler açık büfe. Sabret Gülüm, sabret; Geleceğim bir gün elbet. www.edebiyatdefteri.com/tasarim/resimalt.jpg |