Nergisbeyaz giymişsin yine yürüdüğün cadde yaralıdır kelimelerle cümlelerle bağrına inilmiştir sen henüz beyazlarını giymeden henüz yürümeden kenarından - bu sancılı caddenin kanlı bağrında ki kan her zaman sıcak ve ağırdır- Nergis bilirmisin ki ne renktir taşın toprağın kanı acı neresinden işler ziftin asfaltın beton direğin yüreğine ama ben seni bilirim sen hep beyazlar giyersin böyle günlerde . . . koşturuyor çocuklar düşüyor kalkıyor yuvarlanıyorlar gürültülerle koparılmış parçalanmış eti kemiği üzerinde caddenin sen görmüyorsun çocuklar yaralanıyorlar ah Nergis süzülerek geçmesen böyle biraz olsun alımlı olmasan da daha çok akmasa caddenin kanı çocuklar yaralanmasa tozun toprağın arasında birazcık seyretmek için o güzel bacaklarını gördüler işte karşı pencereden - ne diyeceksin şimdi – gördüler nasıl selamladığını seni şu hiç tanımadığın delikanlının nasıl kamburlaştığını yerlere dek olmasaydın bu saatte bu yolda geçmeseydin eğilip bükülmezdi o da sağlığından da olmazdı üstelik sen olmasan Nergis şu karşı kahvedeki işsiz güçsüz nasıl geçirirdi geçmek bilmeyen bir günü öyle tüketerek akıp giden saatleri öyle bekleyerek senin bütün cazibenle karşı kıyıdan seğirtmeni - üstelik yaralı bir caddenin kenarından – ah Nergis bilirim seni o minicik ruhunu bilirim de her şeyden iyi sen sevmezsin böyle şiirleri sen haykıran şiirler istersin bıkmadan usanmadan adını sayıklayan öven dizeler istersin hep seni anımsatan oysa bir bilsen Nergis her sözcüğün üzerine bir gölge düştüğünü bak nasılda inliyor kanamalı cadde bir bilsen zaman ıssız zaman sınırsız ve sevmek anlamsız şimdi yaşayan imgelerdir bir baksan ve dokunmasan . . . Nergis en günahkâr yeminlerinin ardında gördüm darmadağınık maskeni nasıl da arıyordu kurbanını gölgen gizlice kandırıp heceleri kayıp seslerle kelimeleri vurgularla avutup tümceleri uyutarak ve ağlatarak çocukları Kalbimin üzerindeki uğur böceği için Kalbim’den teşekkürlerimle . . . |
kutluyorum,
selâmlarımla..