0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
975
Okunma
Paslı bir kuzey akşamında doğdum,
Küllenmiş yolculuklar bırakarak ardında bir gebeliğin.
Laleler soğandaydı,
Eli kulağındaydı Bilâl’in.
Çıplaktım;
Pürüzsüz bir eski çağ heykeli gibi.
Eylül’dü;
Toprak, yaprakla örtüyordu doğurgan yerlerini.
Beniyse,
Üstüme titreyen annemin elleri.
Tam, hüzne karşılık geliyordu adım,
Nüfus kayıtlarına yazıldı yaşamak hevesi uğruna…
Yaşamak... Tüm umutların hatrına
Annemden geçerken, bir uğradım.