Özgecan'ın Sesi
Hiç bir şeyden habersiz ölüme gidiyormuş adımlarım..
Bilmiyordum anne.. Akşam olduğunda eve dönmek için bindim bir dolmuşa, amacım daha fazla geç kalmamaktı senin kokuna.. Bir kaç kişi vardı dolmuşta ve az evvel onlarda inmişlerdi.. Sonra tuhaf bakışlar vardı üzerimde, kötü kötü beni süzüyordu çirkin bakışlarıyla.. Sonra başka bir yola saptı karanlık, ıssız bir yoldu.. Birden duruverdi bana doğru yaklaştı dolmuş şoförü, belli ki namusuma göz dikmişti çaresizdim anne biber gazı sıktım gözüne, direndim, bağırdım, çağırdım çığlıklarımı duydun mu anne..Şoförün yüzünü tırnaklarımla yırttım.. Acısına dayanamadı bana tokat attı.. Sonra boğazımda keskin bir acı hissettim.. Kesmişti boğazımı kanlar akıyordu yerlere.. Birden kafamda tarifsiz bir ses duydum meğer kafama levye ile vurmuş bilsen ne kadar canımm yandı anne! Sen öpseydin belki de geçerdi anne! Sürükleye sürükleye bir ormana getirdiler beni.. Ellerimin bedenimden ayrıldığını gördüm.. Konuşurken duydum meğer DNA izleri kalmasın diye ellerimi bileklerimden ayırıyormuş.. Herşeyi nasılda ince ince düşünüyor bir bilsen anne.! Az sonra elinde bir bidon su ile geldi herhalde kan izlerini kaybedecek.. O da ne!! Bütün suyu üzerime döktü ellerimi de yanıma koydu.. Ve bir ateş yandı aniden bana doğru yaklaştırdı.. Eyvahh!! Su değilmiş anne, benzin dökmüş üzerime beni tamamen yok etmek istiyor belli ki.. Heryerim tutuşmaya başladı yanıyorum anne yardım et ne olur baba mı da al kurtar beni.. Canım çok yanıyor annee kurtar, kurtar beni.. Benim suçum ne, ben ne yaptım bu insanlara neden anne neden beni yakıyor namusumu korumak suç mu?? Onun annesi, ablası yok mu anne..! Însanlık bu kadar öldü mü anne.. Hiç istemezdim beni bu halde görmeni ,işte bak heryerim yandı bakma bana bu halde dayanamam senin bana üzülmene anne.. Ben gidiyorum ’melek yüzlü’ kızın ebediyete gidiyor bana dua edin beni unutmayın anne.. Seni çok seviyorum anne.. Vuslat’a Yolcu.. |