KIRIK HAYATLARKırık dökük bir hayat bizimkisi, Sallanan sandalyede oturan bir ihtiyar gibi, Her bayram sabahı pencerenin önünde, Evlatlarının yerine cama konan kuşları seven. Hani radyoyu her açtığında, Yalnızlığa çevirirsin ya frekansı, O sevdiğin şarkı sona yaklaştığında, Keşke dersin, keşke tekrar çalsa. Kırık dökük bir hayat bizimkisi, Porselen çaydanlıkta soğuyan bir demlik çay, Tabağın kenarında bayatlayan bisküviler gibi... İşte böyle, bu kadar kısa hayat öykülerimiz, Kırık dökük bir hayat bizimkisi. Ünsal KIRATLI / Şubat 16 / İstanbul Soğukken. |