KÄR-I NATIK (SUZ-İ DİLARA
Ruhu yakan mağmeler,aktı Natık ı kärä
Bu yüzden makamımız oldu Suz-i dilara Sonra vuran mızraba düştü Nikriz in sesi Anlatıyordu sanki bir gönül hikayesi Tanburun tellerinden akan yabancı değil Ruhlara neşe veren,bir makam olan Zavil. Nağmeler şarab olur,sarhoş eder insanı Neyler çalar,mey akar,Mahur sarar her yanı Musiki erbabından dinlersen Rehavi yi Hatırlarsın yeniden,unuttuğun maziyi. Uygundur çok makama,onun için Rast denir Bu makamda besteyi,her dinleyen imrenir Neva dır hüzünlerin,ızdırabın yankısı, Gözlerde şebnem olur,Neva nın her şarkısı Meşk ederken sazende,Beyati nağmesiyle, Fasla girdi hanende,tatlı berrak sesiyle. Hasret,hicran,ayrılık,makam ı Irak tadır, Uzaklardan hüzünlü,nağmeler akmaktadır. Çağlayanlar gibidir.Nişabur nağmeleri, Coşturdukça coşturur,çalan sazendeleri. Doyulmaz bir haz verir,Hüzzam ı dinlemesi, Bir coşkudur makamın,çalınan her bestesi. Gözlerini kaparsan,Nihavend i duyunca, Mutlu yaşarsın derler,bütün ömrün boyunca. Gizli kalmış aşkların,makamıdır Müstear, Her nağmede sararan aşkların ezgisi var. Pir i musiki denir,Nühüft bestekarına, Ermiştir musikinin,her türlü esrarına. Söylenen o şarkının,her nağmesi ahu zar, Sordum nedir makamı,dediler Bestenigar. Makam ı Hüseyni de,vatan vardır,yurt vardır, Nağmesinde bilinmez,bambaşka bir tat vardır. Udi nin mızrabında,şimdi Dügah perdesi, Bu makamda her beste,meftun eder herkesi. Coşkun bir ırmak gibi,çağlar gelir Ferahnak, Unutursun her derdi,bu makamı dinle bak. Makam Rehatül-Ervah rahatlatır ruhları, Acı çeken kalplerin,diner bütün ahları. Suz i Dilara ile başladı natık-i kär, Tekrar Suz i Dilara deyip eyledik karar. Orhan Altınbaşak 04.05.2006 Köln |