YOK İSTANBUL... YOK...
Ellerimde kayıp giderken
Hayat denen ömrüm Ve geceler kapatırken Gözlerimi Sessizliğini dinliyorum Ve susturduğun yüreğini... Konuşmak bu kadar mı zor Yok İstanbul... Yok... Böyle olmamalı Böyle olmamalıyız... Ve sen böyle olmamalısın Böyle bakmamalısın mesela Kırgın, yorgun, küskün... Susmamalısın evvela Yok İstanbul... Yok... Böyle olmamalısın... Bu kalabalık yakışmıyor sana Bu yorgunluk gözlerine Ve dudaklarına sükut... Konuşsana İstanbul Kelama vursana cümleleri Sözlerini artık saklama Yangınlar çıkarsın harflerin Ama uğramasın sûkuta... Yok İstanbul... Yok... Böyle olmamalı Böyle olmamalıyız... Ve sen böyle durmamalısın mesela... Cümlelerin yangını Bükmemeli omuzlarını Dik durmalısın sen Cümleleri yakmalısın Yakmalısın ki yansınlar O kadar kolay mı sana varmak Yok İstanbul... Yok... Böyle olmamalı Böyle olmamalısın... Ve böyle akmamalı gözyaşların Ağlamamalısın İstanbul ... Gözlerinin derinliğinde boğulmalıyım Yüreğinin derinlerinde kaybolduğum gibi Ağlamamalısın ki Gitmemeliyim gözlerinden... Yok İstanbul... Yok... Böyle olmamalı Böyle olmamalıyız... Ve ben seni bulmalıyım Beraber yakmalıyız cümleleri Kelimelerin boynuna Beraber vurmalıyız kederi Sûkut’a veda etmeliyiz belki Yangın yeri olmalı ortalık Karanlığın örttüğü her yer Bu yangınla aydınlanmalı Böyle olmamalı Böyle olmamalıyız... Yok İstanbul... Yok... Biz bu yangını başlatmalıyız... Tutuştur kibriti Tüm cümleleri yakmalıyız Lügattaki... Tüm yürekleri Gizlice yaktığımız gibi... (EKİM 2014) |