Yaralı Ürkek Serçe
Kara kış geldi çattı
Dışarısı buz gibi Pencereden Çatıların saçaklarından uzayan buzlara Takıldı gözlerim Hani dedim bir koparsa deler geçer insanı Başımı sola çevirdiğimde İçim burkuldu çattım kaşımı Yaşlı çınar ağacı da yapraklarını dökmüş Ne yazık ki Şimdi çırılçıplak karla kaplı dallar O ağaç ki kuşlara kol kanat oluyordu Sonra baharı düşledim Baharın o güzel yeşil yaprakları Nerede şimdi Nerede o ötüşen kuşlar Bir ah geçirdim içimden Sanırım özledim O cıvıltıları yok mu şen şakrak ötüşler Şimdi karla kaplı çıplak dallarda Sığınacak yer arıyorlar Derken Bir dal kıpırdadı karlar döküldü Birden yere baktım adeta yüreğim söküldü Bir serçe can çekişiyor gibi çırpınıyordu Avuçlarıma aldığımda ürkü verdi Ama kaçamıyordu Kanatları buz tutmuş garibin Bir kanadı kanıyor Belki düşerken dala takıldı Sıladan yavrudan ayrı harelenmiş Küçük yüreği hızla çarpıyordu Avucumun sıcaklığıyla Isındıkça sakinleşti Sonra eve alıp Sobanın yanına küçük bir kutuya bıraktım Küçük çay tabağıyla ekmek kırıntısı ve su koydum Gagasını açamadı hala titriyordu Ürkek ve korkak bakışları üzerimdeydi Bir saat sonra gagasını açmaya başladı Çıkardığı ses hırıltı gibiydi Yaralı kanadını kıpırdatmaya çalışıyordu Bir kaç ekmek kırığı aldı gagasının ucuna Ama yutamadı geri bıraktı Bir empati kurmaya başladım yaralı serçeyle O da ben gibi yaralıydı Birbirimizin yaralarını sardık Sarmaladık Yaraları iyileşip kanatlarını çırpmaya başlayınca Artık onun için uçma vakti gelmişti Penceremi açtım Elimdeydi kafasını bana çevirdi Elimi öper gibi gagasıyla avuç içime dokundu Büyük bir heyecanla kanatlarını açarak uçup gitti Ve gökyüzünde kayboldu Belki de Giderken bana anlatmak istediği Hayatta zamanla geçmeyecek Onulmaz yaraların olmadığıydı Ve umudun her zaman var olduğunun kanıtıydı.... NAZLI HÜZÜNYILDIZI |