Ekmek gibi sevdim seni
Kara sevdanla benliğimi doyurduğum nimet gibi;
Üç defa öpüp,
Başıma koyduğum gülüşlerinle sevdim.
Mayalanmış aşkla sevdim seni taptaze
Saçlarındaki buğday kokusuyla sevdim mesela;
tel tel...
Mesela;kırıntılarla beslenen karıncalar gibi sevdim
tek tek...
Ben seni;
Gönlüne bağdaş kurduğum,
gönül sofrasının baş köşesinde sevdim

Su gibi sevdim seni
Hayat çanağımda;
dolup taştığın kader tasımla sevdim
Ben seni,alnıma yazılmışlığınla sevdim
Tüyü bitmemiş tohumun yoksulluğu gibi
Aşkınla filizlenen tomurcuğun fakirliği gibi
Yahut göz pınarındaki ab-ı hayat gibi sevdim
Kana kana içtiğim,içinde sen geçen yeminlerle
Berraklığınla,çisileyen rahmetinle sevdim seni
damla damla...
Ben seni;
Sensiz yaşanan üç günün
iştahsız üç öğünüyle sevdim

An gibi sevdim seni
Gün gibi aklımdan çıkmayan anılarda
Bir anlık boşluğun en derin çukurunda
İçime dolduğun taşkın zamanlarda
Sensiz saatlerin köstek olduğu vakitlerde
Yahut akrebin,yelkovanın yakasına yapıştığı
amansız ayrılıklarda sevdim seni
Bir hatıra fotoğrafında mesela
Mesela bir anlık dalgınlığımda
Ya da bir çay bahçesinin taburesinde sevdim
Ben seni;
Muhabbetin en kudretli semalarında
doyumsuz kelimelerinle sevdim

Ateş gibi sevdim seni
Su götürmez yalanların günahında
Vebali boynuma olan güruh vaatlerde sevdim
Yahut Nemrut’un harladığı aşk ateşi gibi
Nar kırmızısı nârın İbrahim’e ilan-ı aşkı gibi
Kıvılcımların medeni halindeki balıklar gibi mesela
Mesela,ateşin tahavvül ettiği göller gibi sevdim seni
Ben seni;
Kutsal bir yangının kor ibadetinde sevdim

İmkan gibi sevdim seni
İmkansızlığın allı fistanında;
incir çekirdeği imkan dahilinde.
imkanın aşk tadında sevdim seni;
Ben seni;
Aşkın ben halindeki tezahürüyle sevdim;
Ben denli...

Ben Seni Bu Denli SeVdiM...