Yaşam / Sızım
Benim şu halime ağlama yan yar...
şu yeşil eşarp rüzgarda eskiyen ve bitmeyen.. ister yağmur yağsın isterse dolu... acıyı sakladım şiire geceler giysisiz geceler bekleyen yağmurun aktığı bir çeşme gözlerime tanıdığım bir hak böyle olmamalıydı yerinden oynamalıydı taşlar belki kalbim durmalıydı ayaklarım durur gitmekten yüzümdeki bakışa bulaşır zayıf kahverengiyle ıslanır kimsenin duymadığı bir ses bedenimin yerinde bir çığlık gördüğüm çorak bedenimi küle yatırmış, boğuluşlar...kendime bakıyorum hediye edilen aynadan uğursuz gözüküyorum yine bataklığa saplandı tekerim keder yüzümün içinden içerken kendimle konuştum ellerimde büyük imkansızlık senin dışarıdaki görüntün bir tokat patlar suratımda ayılmak ne acı kendi sakladıklarımdan zayıf kahverengiyle ıslanır görgüsüz toprağın kucağına ve yetişirim ben her sabahın ölüm niyetine kopan parçaları geri dikemez bedenine küçük bir çocuktur korkunca aynayla bölünen uykuda çömez bir rüyadır asıl bir anı bulup atar suya ve doğuştan öksüz bir bebektir yalnızlık çaresi tutumsuzluk sayıklarken anlatmak korkutuyor kendime bile bu zamanlar kaçmak kendince bir düşün koynuna ve senle birlikte kaçmak dönmemek geriye.. ısıtılmış demirin dağlanır mutluluğum uzar kayıplarım huzurum savrulur caddelerde kanıyordur ve un ufaktır gözbebeklerimde eski bir korku bir kaygı gecesi ... kendi iç örgülerimde yitiş belkemiksiz güvence içinde şüpheyle kıvranan ayna yüzümün yarısı koğuş yüküm sırtımda ve ben kendinin katili müebbetlik bir suçlu... uçamıyorum diyor hayal etsemde nefesim tüm anıların zifiri ağırlığı... |
Kutluyorum usta kalemi
Yüreğine sağlık
_________________________________Selamlar saygılar