Hüzün Kanaviçesi
Gözyaşım hükümdarımdır benim
Hüzünle taht kurar hayatıma Kırk yamalı bohçalardan Acı kesiği Sandık sarısı tülbentler çıkar anne Beni onlara sar Sen gideli Çeyizim sararmış hüzün kanaviçesi… Başımı gökyüzüne kaldırdığımda İçimden bulutların geçtiğini bulutların içinden senin geçtiğini… gördün mü? Sana geliyorum anne Yüklenip karanlıkları Ölüm uçurumunun gözlerinde Bir ibrişimin ucunda sallanıyorum Erimiş zift karası caddeleri Sırtıma yükleniyorum O harika anılarımızla birlikte Kahkahalarımızın çınladığı zamanların çın kırıkları dağılıyor Tabutunun içine doluşuyorlar Kocaman bir dağın yıkılışı feryadımı Duyma anne… Sana geliyorum anne Her yeri güzelleştiren yüreğini Toprağa benzer bir yorgandan soyutlamaya Gözyaşı damlamı yüzüne düşürmeden Mermer soğuğu ellerini vücudunu ısıtmaya Çık topraktan sarıl bana Sımsıcak yapayım sarayım kollarıma üç mezar arası bir yol babama ablama ve sana mezarlar çöksede Bu toprağın bir oyunu Herkes toprağa gömülür anne Sen yüreğime… Sana geliyorum anne Gömülüyorum Tunçtan gecenin soğuk kollarına Mamafih yaşıyor muyum ölümüyüm Bilmiyorum asırmıyım dünmüyüm Son bir bahar ver bana dünyalık Sonra razıyım penceremi dışarıdan kapatmaya Üç mezar arası mesafe Bizi bize bağlayan gümüş kordon Var olacak ben yaşadıkça Anılarımız evimiz akşamsefaları bitti Kanatsız güvercinlerimiz Balkonumuzdan kabrine yağdı Uçurum ortası boşlukta bir deftere Ayrılığa sonne şiirler yazılıyor durmadan Yıldızlar yağmurlar yüreğimi parçalıyor Gökyüzünü yorgan yaptım üstüne Uyan anne Uyan… Ayşegül aşkım karagöz kuşları ve kedileri çok seven şair |
Beğendim,
Bildiğim, çok çok güzel bir şiir okudum.
Kutlarım...
........................ Saygı ve Selamlar...