KUYTU SOKAKTA DÖKÜLEN KAN

Sabah saat beşte
her gün gibi
çıktım işe
sokağın her köşesinde
boş şişe...

Zemheri bir kış
çatılar buzlu
sokaklar kaygın
yaşlı bir kadın
iş başında
oysaki
koca bir şehir uykuda...

Teyzemin elinde poşetler
boş şişeleri topluyor birer birer...

Ben mayıştım
arabanın sıcak kaloferi çalışırken
gözlerimi kapattım
aslında biraz uyuyacaktım.

Bir çığlık duydum
nasıl bir sitem
nasıl bir öfke
teyzem bağırıyor
onları ben topladım
ver şişelerimi diye çırpınıyor.

Genç bir adam ile tartışıyor
poşetleri elinden almış
hergele
hemde kadını hırpalamış...

Teyzemin niyeti
evine ekmek götürmek
adamın niyeti ise
esrar çekip demlenmek.

Önce rüya zannettim
şaşkın şaşkın izledim
silkelendeim
kendime geldim
buda artık fazla diyerek
dışarı çıktım...

Hiç birşey demeden
adamın elinden poşetleri aldım
teyzeye teslim ettim.

Kadının gözlerindeki ifade
kendine güvencesi
tarif edilemez
benim rıskımı hiç kimse alamaz dercesine
olağanüstü bir mücadele veriyordu
benim emeğime
kimse tecavüz edemez
onurumu çiğneyemez
hakkımı alamaz diyerek...
Varmı böyle bir adalet
zayıf olanı ez diye haykırıyordu...

Adam çok sakin melül melül bakıyordu
bilemezdim’ki aklından neler geçiyordu..

Arkamı döndüm
arabama geçecektim

kadın bağırdı
kendini önüne attı
haydutun elinde bıçak
bana gel diye diklenirken

tüm hayata olan nefreti ile
öfkesine yenik düştü
kendisine bıçağı sapladı
ortalık kana bulandı...

Poşetin içerisinde toplam on adet boş pet şişesi
tanesi yirmi beş cent değerinde.

İki Euro elli cent için dökülen kan
bu kadarmı ucuzsun be
zalim insan...

Buradaki gerçek sorun
ne para nede pul
kuytu sokaklara itilmiş bir kul...

Üstelik medeniyeti örnek teşkil eden
avrupanın göbeğinde...

Fakir her yerde fakir
ne çilesi var onun kim bilir
enperyalizm bu
zengin sevilir
yoksul itilir
hatta bitirilir...

Ne acımasız oldun be dünya...

Seyhan Kılıç
Wuppertal , 07.01.2015