Sessizliğe Adım, Adım (Ölüm)
Geldiğinde bilinmezliğe yolculuk vakti,
Geri sayım başlamışça yürürsün, Anlamadan ne olduğunu sanki Sürünürsün, sessizliğe adım, adım. Ölümün korkusuyla ürperir, şaşırırsın, Paniğinle isyanca çırpınırsın, Bakarsın ardındaki sevdiklerine, Yürürsün kimsesizliğe adım, adım. Umut kesip yaşamdan, kabullenip ölümü, Çekilmezce kıvrandırır, kim bilir sancıların, O an kaçınılmaz, sana bir gün dönümü, Hücre, hücre ölümünle tutuşur yangıların. Yaşadığınca ölürsün, öldüğünce dirilir, Sevecensen, sevecence kucaklar seni melek, Af olur günahların son nefeste kim bilir, Zalimsen götürürler tekme tokat, döverek. Ölümün acısını anlatmak dile yetmez, Azrail’e al diye canını yalvarırsın, Dillerin tutulmuşça kalırsın, söyleyemez, Katına Yaradan’ın, utancınla varırsın. Sessizlik çökmüştür, dönüşü yoktur gayrı, Sessizliği bozacak çok büyük bir gürültü, İki melek gelecek, ikisi ayrı, ayrı, Örtülür üzerine –kim bilir?- yeşil örtü. Toprakların sesini dinlersin bir zaman, Avuç, avuç atılır kabrinin üzerine, Ne büyük korkudur o, ne büyük bir hezeyan, Karanlık çöküverir sessizce gözlerine. Ahmet İDRİSOĞLU Kastamonu ev 15.Şubat.2008 20.15 İ[email protected] serenat-siirler.blogspot.com/ idrisoglu.blogspot.com/ |